Alanya’da anlatılan bir fıkraya göre, belediye başkanı halka kasayı göstermek için meydanda kürsüye çıkarmış. Yanında da koca bir sandık varmış. “İşte hazinemiz!” demiş. Halk merakla kapağı açınca bakmış ki sandık bomboş. Başkan ise gülümseyerek:
— “Boş göründüğüne bakmayın, aslında sandık borçla dolu. Biz borcu bile hazine sayıyoruz artık.”
Kalabalığın içinden biri dayanamayıp seslenmiş:
— “Başkan, bari borçları altın gibi parlat da gözümüz şenlensin!”
Fıkradır diye güler geçer insan. Ama bugün Alanya’nın belediye tablosuna bakınca, işin şakası kalmadığını görüyoruz. Açıklanan faaliyetlerde borçların her geçen gün arttığı söyleniyor. Yani kasamız boş görünüyor, defterler ise borçla dolu. Oysa bir belediyenin hazinesi, şatafatlı binalar ya da süslü rakamlar değildir. Asıl hazine, halkın kültürü, türküsü, masalı, yani şehrin ruhudur. Alanya, tarih boyunca sadece surlarıyla, deniziyle değil; fıkralarıyla, âşıklarıyla, halk mutfağıyla da var oldu. Bugün kasalar borçla kabarırken, bu hazineler unutuluyor.
Turizm kenti olmak övünç kaynağıdır; ancak gelen turistin göreceği tek şey otellerin tabelaları, alışveriş merkezlerinin ışıkları olmamalıdır. Onlara Alanya’nın türküsünü söyleyecek, masalını anlatacak, fıkrasına güldürecek bir kültürel ortam sunmak gerekir. Ama belediye kültür yatırımlarını görmezden geliyor, günübirlik işler uğruna borç dağını biraz daha büyütüyor. Kaldırım yapabilirsiniz, asfalt dökebilirsiniz, yeni bir bina açabilirsiniz. Ama bütün bunlar şehrin hafızasını canlı tutmaz. Eğer bir türküyü gelecek nesillere aktaramazsanız, bir fıkrayı gençlerin diline düşüremezseniz, bir masalı akşam sofralarına taşıyamazsanız o şehir ruhunu kaybeder. İşte asıl borç da burada başlar: Geleceğe, neslimize olan borç!
O yüzden soralım: Belediyemiz hangi borcun peşinde koşacak? Bankaların soğuk kasalarına yazılan borcun mu, yoksa halkın yüreğine kazınan kültür borcunun mu? Banka borcu gecikirse faiz işler, kültür borcu gecikirse hafıza silinir. Para bulunur, kredi alınır, taksit yapılır; ama kaybolan bir türküyü hangi banka geri getirir? Unutulan bir fıkranın yerine hangi faiz oranı kahkaha koyabilir?
Fıkradaki gibi boş kasayı “hazine” diye açmaya devam ederlerse, halk da aynı cevabı verir:
“Başkan, bari borçları altın gibi parlat da gözümüz şenlensin!”