BARIŞA İHTİYAÇ VAR

 Ülkece Suriye sorununa odaklandık. Öyle ki, resmi açıklamalara göre beklentinin üzerinde çıkan enflasyonu ve bunun sonucu olarak da mutfaktaki yangını düşünemez olduk. Tüm ekonomik sıkıntılarımızı unutup dikkatlerimizi Suriye’de yaşamakta olduğumuz çıkmaza yönlendirdik. Çıkmaz diyorum, çünkü “ iki ucu pis bir değnek!” Bu değneğin bir ucunda ABD, diğer ucunda Rusya var. Biz arada kaldık ve olan bize oluyor.
          İlk resmi açıklamalara göre otuz dört şehit vermemizin ardından “Bahar Kalkanı Harekatı” nı başlattık. Bu harekat çerçevesinde Suriye’den kalkan ve sınırlarımıza yaklaşan Suriye uçakları tehdit olarak algılanıp SİHA’larla vuruluyor. Rejim alan genişletti, gözlem noktalarımız rejim güçleri tarafından kuşatma arlına alındı. Ortaya çıkan tablo Soçi Mutabakatı’na aykırı. Bu mutabakata göre rejim güçleri gözlem noktalarımızın dışında kalmalıydı. Maalesef buna uyulmuyor. Bahar Harekatı’yla Moskova’da masaya güçlü oturmayı planladık.
          Nihayetinde Moskova’da masaya oturuldu. Masaya oturmadan önce Putin’le kalıcı ateşkes sağlanması; İdlib’in güvenli bölge ilan edilmesi; rejim güçlerinin Soçi mutabakatı’na uygun olarak gözlem noktalarının gerisine çekilmesi konularında anlaşmaya varmayı planlamıştık. Ama, yapılan açıklamalara göre; Soçi Mutabakatı’nın rafa kalktığını ve yerine Moskova Mutabakatı’nın yapıldığını gördük. Moskova’daki görüşmeler sonucunda ateşkes ilan edip Bahar Harekatını durdurduk. Eğer uyulursa güzel bir gelişme. Gözlem noktalarımız yine rejim güçlerinin kuşatması altında. Bakalım buna nasıl bir çözüm bulunacak.
          Sözü daha dallandırıp budaklandırmadan baştaki ifadelerimize dönelim. “İki ucu pis bir değnek” demiştik ve bu değneğin bir ucunda ABD’nin, diğer ucunda Rusya’nın olduğunu ifade etmiştik. Bakalım bu taraflar ne istiyor? ABD’nin planlarının neler olduğunu defaten yazmıştık. ABD, Suriye’nin kuzeyi Irak ve İran’ın batısı ve Türkiye’nin doğu ve güneydoğusunu içine alan bir Kürt devleti kurmak istiyor. Bunun gerçekleşebilmesi için Irak’ta amacına ulaştı, şimdi Suriye’yi parçalamak istiyor; nihayetinde emeline ulaşmak için PKK terör örgütü vasıtasıyla Türkiye’yi bölmeye çalışacak. Zaten Suriye’de PKK-PYD-YPG terör örgütlerini her anlamda besliyor ve lojistik olarak da destekliyor. Amacı bir uydu devlet kurdurup İsrail’in güvenliğini sağlamak, Ortadoğu ve Uzak doğuyu kontrol altına alıp emperyalist emellerini gerçekleştirmektir. Bir nevi “ böl, parçala, yönet” taktiği uyguluyor.
          Peki, Rusya ve Putin cephesinde ne var? Rusya, Suriye sorunu vasıtasıyla bölgeye iyice yerleşip uzun yıllardır istediği emellerine nail oldu. Güneye inme ve Ortadoğu’da söz sahibi olma hayallerini gerçekleştirdi. Öyle ki, bölgede bulunan diğer güçleri uluslar arası hukuka aykırı bulduğunu ve bu güçlerin bölgedeki varlığının meşru olmadığını açıkladı. Ayrıca Akdeniz’e iki savaş gemisi daha göndererek Doğu Akdeniz’de söz sahibi olmak istediğini de ortaya koydu.
          Biz ne oluyoruz? Bizim bir amacımız veya bir hedefimiz var mı? Şu anda verilecek cevap, tabii ki hayır. Yani, filler tepiniyor, çimenler eziliyor; bu durumda çimen biz oluyoruz. Eğer bölgemizde söz sahibi olmak istiyorsak akılcı ve barışçı politikalar uygulamalıyız. Ancak bu sayede iç ve dış güvenliğimizi sağlayabiliriz. İlkemiz; “Yurtta barış, dünyada barış.”
 

{ "vars": { "account": "G-0GZNXP00R2" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }