Değerli dostlar.
Toplum olarak biz, birilerinin bir biçimde bize empoze ettiği bazı kişileri tabulaştırıp sonra da kendi tabulaştırdığımız bu kişilere neredeyse tapınmaya başlıyoruz!
Bana göre rahmetli Bülent Ecevit de, çoğumuzun hala yere göğe sığdıramayıp tabulaştırmaya devam ettiğimiz kişilerden birisi.
Rahmetli.
Kimseye güveni olmayan, kimseyi sevmeyen ürkek biriydi.
Kimin ilk defa söylediği belli olmayan ve herkesin tekrarlayıp durduğu “Dürüst lider” tanımlamasının Ecevit’e giydirilmesi bana çok ilginç, ilginç olduğu kadar da anlamsız geliyor.
Sanki liderler arasında salt Ecevit dürüst de diğerleri sahtekarmış gibi bir anlamın çıkarılmasına vesile olan bu tanımlamanın çok yanlış olduğu düşüncesindeyim.
Rahmetli sol jargonu kullanarak, şiirsel söylemlerle soyut kavramlar ve sloganlarla dikkat çekmiş birisidir.
Örneğin “Toprak işleyenin su kullananın” “Bu düzen değişmelidir ” “Köy kentler” Gibi.
Bugünkü Avrupa Birliği’nin ilk temelleri atılırken “Ortak Pazar” a Türkiye davet edildiğinde. “Siz ortak biz Pazar mı olacağız” Diyerek elinin tersiyle bu daveti ret etmişti. Ortaklığı görmezden gelip Pazar kelimesine odaklanıp saçma sapan bir değerlendirme içine girmesi de gösteriyor ki, çok olumlu bir daveti bile kelime oyunu ya da kelimeleri sloganlaştırarak olumsuza çevirebilen bir siyasetçi ve devlet adamıydı. Sırf Ecevit’in bu bilgisizliği yüzünden hala Avrupa Birliği dışındayız.
Kıbrıs’a müdahale konusunda haklıydı diyebiliriz.
Ancak bu müdahale sonrası ortaya çıkan durum çözümsüz kaldı.
Kıbrıslı Rumlar, Avrupa Birliği nimetlerinden yararlanırken, Türk kesimi Avrupa Birliği imkanlarından hala yararlanamıyor.