Alaaddin Keykubat’ın Sultan olduktan sonra ilk başarısı Alanyanın fethi olmuştur. Alaadin Keykubat, babası Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde Tokat valisi idi. 1211 yılında babası ölünce ağabeyi İzzettin Keykavus Sultan olmuştur. Alaaddin Keykubat ağabeyi ile saltanat mücadelesine girince sultan onu Malatyadaki “Minşar” kalesinde ikamete mecbur etmiştir. İzzettin Keykavus 1220 yılında ölünce Alaaddin Keykubat Sultan oldu. İzzettin Keykavus Sivasta kendi yaptırmış olduğu Şifahiye medresesinin bir köşesine defnedildi. Alaaddin Keykubat Malatya’dan önce Sivas’a geldi. Burada sultanlığını ilan etti. Daha sonra Konya’ya geldi, halk ve devlet yetkilileri tarafından büyük bir merasimle karşılandı. Bağdat’ta bulunan Abbasi halifesi devrin büyük alimi Muhammed Sühreverdi’yitebrik için Konya’ya gönderdi. Bu elçi ile Hilat, menşur, ve kıymetli hediyeler gönderdi.
Alaaddin Keykubat Konya’ya gelince, devlet görevlilerini topladı. Yapılacak işleri kararlaştırdı. Moğol tehlikesine karşı Konyadaki surları yaptırarak savunma tedbirleri aldı. Sultanın Antalya valisi Mübarezeddin Ertokuş ve saray görevlisi Esededdin Ayas beylerin tevşiki ile Alanya’nın fethine karar verdi. Bu beyler sultana Alanya’nın siyasi, askeri, ekonomik, coğrafi özelliklerini anlattılar. Hükümdar, 1221 yılında şehri kuşattı. Ordusunu üçe ayırdı; bir kısmı kayalara tırmandı, bir kısmı deniz tarafına yöneldi, Antalyadaki donanma kaleyi denizden kuşatarak teslim olmalarını istediler.
O zaman Alanya savunulması çok kolay olduğundan ve sarp bir yerde olduğundan hemen teslim olmadılar. Sultan akşam harp meclisini topladı, durumu görüştüler. Bazı komutanlar işin zorluğundan bahsedince sultan onlara bu kaleyi mutlaka alacaklarını, Allah’ın yardımının bizimle olduğunu söyleyince orada bulunanlar heyecana kapıldılar. “Sultanımızın himmeti bizimle olduktan sonra kale demirden bile olsa mum gibi eritiriz” dediler. Ertesi gün “kolonoros” kralı Kirfart’a haber gönderdiler. “Eğer güzellikle teslim olursan senin için iyilik düşünürüz. Yok eğer savaşarak şehri alırsak ne yapacağımızı sen daha iyi bilirsin” dediler. Kolonoros kralı adamlarını toplayarak onlara şöyle dedi; “bu gelenler öncekilere benzemiyor, karşı koymamız mümkün değil. Bu asker denize dalsa timsahlar korkularından kaçar” dedi. Şöyle bir karara vardılar; “biz eğer bu kudretli sultanla dost olursak lehimize olur. Eğer savaşırsak yok oluruz.” Dediler. Antalya valisi ile sultana haber gönderdiler. Teslim olacaklarını bildirdiler. Sultan şehre girdi, böyle bir fethi nasip ettiği için şükür namazı kıldı. Şehirde çan sesi yerine ezanlar okuttu. Fakirlere sadaka dağıttı. Askerleri mükafatlandırdı. Kurbanlar keserek askerlere ve halka ziyafet verdi. Şehir teslim olduğu için hükümdar şehri yağmalattırmadı. Şehrin eski kralına Akşehir ve çevresinde birkaç köyü ikta olarak verdi. Kirfart oraya yerleşti. Hükümdar Kirfart’ın kızı Hunad hatun ile evlendi. Evlenince adı Mahperi olarak değişti (Güzel yüzlü, peri gibi güzel anlamında).
Aladdin Keykubat’tan sonra hükümdar olan ikinci GiyaseddinKeyhüsrev Hunad Hatundan doğmuştur. Alaaddin Keykubat bu şehri çok sevmiş, kendisine kışlık başkent yapmıştır. Fetihten sonra şehrin adı Sultanın adından dolayı “Alaiye” olmuştur. Anlamı “Alaaddin’in şehri, güzel şehir, yüce şehir” demektir. Türk geleneğine göre bir şehir fethedilince şehrin yüksekçe ve düz bir yerine; cami, medrese, çeşme, hamam, Pazar yeri, güvenlik teşkilatı kurularak o şehrin türkleşmesi ve müslümanlaşması sağlanırdı. Bütün bunlar Alanyada da yapılmıştır. İleriki günlerde bunları anlatacağız. Fetihten sonra sultan şehri gezmiş, siyasi, askeri, ekonomik, mimari yönden neler yapılacağına tespit etmiştir. Fetihten sonra Antalya istikametine hareket etmiştir. Yol üzerinde bulunan Alara Kalesini de alarak bölgede kesin hakimiyet sağlanmıştır. Bu kale Alanya kalesi kadar büyük değildir fakat çok sarp ve yüksek bir kaledir. Alanya’nın batı istikametindeki önemli bir askeri üstür. Tarihçi İbrahim Hakkı Konyalı burayı gördüğü zaman “Alanya’da inceleme yapan bir yabancı burayı görmediyse Alanya’yı görmüş sayılmaz” demiştir. Sultan,Antalya’dan Konya’ya gidince Alaiye’de yaptıracağı tersane, kale, cami, saray, kızılkule, bedesten gibi eserlerin planlarını yapmıştır. Artık Kolonoros Alaiye olmuştur.