Acı bir martı çığlığıdır

Acılarımız var şeyhim dinmeyen, yaralarımız var sarılmayan, saran olmayan, ama saracaklarını söyleyenler var da, sarmıyorlar yalan söylüyorlar...

Aslında diyoruz aslında bu yaralar sizin eseriniz siz, siz açtınız bu yaraları diyoruz kimse üstüne alınmıyor...

Neden şeyhim, neden bizim efendilerimiz yöneticilerimiz bu kadar duyarsız diye sana sorsam bir cevabın olur mu?

Mahcup bile olmuyorlar şeyhim, azıcık olsun utanmıyorlar...

Ülkenin yarısı yok oldu şehirler insanlar çocuklar anneler genç kızlar yok oldu, ama kimse suçlu değil, kimse günahın bir kısmı benim bile demiyorlar, senin anlayacağın çok utanmaz oldular şeyhim...

Eskiden şeyhim, eskiden yollarda yürürken düşen çocuklara anneler "tamam geçti geçti" derlerdi...

Biliyor musun şeyhim artık bizlere “geçti tamam geçti” bir daha düşmeyeceksin bir daha bir yerin acımayacak bir daha aç açık kalmayacaksın bir daha sokakta kalmayacaksın bile demiyorlar...

Bundan sonra “ bizim ülkemiz de dâhil” dünyanın neresinde olursa olsun, anneler çocuklarına “merak etme, her şey geçecek” diyemeyecekler, merak etme aç açık kalmayacağız sokakta kalmayacağız diyemeyecekler, derlerse yalan söylemiş olacaklar...

Çünkü şeyhim yalan yalan çok yalan söylüyorlar, hiç söylememesi gerekenler, çükü şeyhim insan insanlık tükendi vicdanları kurudu çoklarının...

Biliyor musun şeyhim? Durmadan Allah tan söz edenler dinden imandan söz edenler bile parayı Tanrı edinir oldu, üç bin liralık evlerine On üç bin lira kira ister oldular...

Ne alçakça bir zalimlik değil mi?

Yani ne kadar paran varsa o kadarlık insansın diyorlar beden dilleriyle ve sonra/sonra camiye gidip dua seanslarına katılıp Allah’ım günahlarımızı bağıla diyorlar...  

Dağlar bizim diyorlar şehirlerin sokakları bizim diyorlar, denizler bizim diyorlar dereler bizim diyorlar ve sonra insanların karşısına geçip kendilerinin insanlığa ve şehrin insanına hizmet etmek için var olduklarını söylüyorlar...

Ve en garibi şehir ahalisi en çok bu kişileri seviyor kutsuyor, sen bir tanesin sen bu şehrin efendisi kurtarıcısısın diyorlar ya, aklım yanıyor şeyhim...

İnsanların çaresiz kalması hayatlarının talan edilmesi evlerinin olmayışı çoğunu mutlu ediyor, zira yaptıkları yapacakları küçük iyilikler ile onların üstünden pirim almayı bile hesap ediyor çokları...

Bu binalar böyle inşa edilirken bağlar bahçeler yok edilirken her yere beton yığını dikilirken kimsenin sesi çıkmazken hatta aynı günahı işlemek için sıraya girerken, şimdi biz günahsızız diyorlar...

Eski insanları merhamet sahibi vicdanları apaydınlık insanları özledim şeyhim, ama ne onlar geri gelecek ne onların yaşadığı aydınlık günler...

Ne yapalım sence, nerelere gidelim diyeceğim de, gidecek bir yerde bırakmadılar, dünya şeyhim Dünya cehennem gibi...

{ "vars": { "account": "G-0GZNXP00R2" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }