103. Köy – Belkıs’ın Tahtı ve Koltuk Savaşı

“Evlatlarım… Gelin yanıma…” dedi Şirin Baba, sakalını usulca sıvazlayarak.
“Bugün size çok eski, ama bir o kadar da bugüne benzeyen bir hikâye anlatacağım. Vakti zamanında Belkıs adlı bir kraliçe vardı. Onun görkemli bir tahtı… Ve o taht, ‘göz açıp kapayıncaya kadar’ başka bir diyara getirildi.”

Şirinler bir anda toparlandı. En meraklı Şirin dayanamayıp öne atıldı:
“Aaa Şirin Baba! Bu sihirdi değil mi?”

Şirin Baba gülümsedi:
“Hayır evlat… Bu, Kur’an-ı Kerim’de geçen gerçek bir hadisedir. Neml Suresi 40. ayette, bir ifrit ‘Sen makamından kalkmadan getiririm’ der. Ama ilim sahibi biri şöyle der:
‘Ben onu sana göz açıp kapayıncaya kadar getiririm!’
Ve gerçekten de taht bir anda gelir.”

Şirinler hayran kaldı.
“Vay be… Böyle bir hız! Böyle bir kudret!”

Derken başka bir Şirin sordu:
“Bizim belediye de böyle mi yapıyor Şirin Baba?”

Şirin Baba derin bir nefes aldı:
“Keşke… Keşke o ayetteki gibi bir ilim ve kudret ehli olsaydı da işlerimiz tıkır tıkır yürüseydi. Ama bizimkiler başka bir yöntem buldu evlatlarım.”

Şirinler meraklandı:
“Ne yöntemi?”

Şirin Baba taklit ederek konuştu:
“Sayın halkımız, şu an yapmadık ama gelecek sene ‘göz açıp kapayıncaya kadar’ yapacağız. Şu an ortada bir şey yok ama inşallah, planlıyoruz, hazırlanıyoruz, geliyor…”

Şirinler birbirine baktı:
“Eee, taht nerede?”
“İcraat nerede?”

En meraklı Şirin el kaldırdı:
“Şirin Baba… Hani ‘üretken belediyecilik’ diyorlar ya, nerede üretim? Biz hâlâ aynı çukuru sayıyoruz.”

Bir diğeri atıldı:
“İşlerin devamlılığı nerede? Başlanan şeyler niye hep yarım kalıyor? Yarım kalan iş de icraat sayılıyor mu artık?”

Başka bir Şirin homurdandı:
“Her gelen ‘bizden öncekiler yapmadı’ diyor… Peki siz niye tamamlamıyorsunuz? Bu koltuk reset butonu mu?”

En küçük Şirin kaşlarını çattı:
“Bir proje var diyorlar, sonra sessizlik… Bu projeler buharlaşma özelliğine mi sahip?”

Ve en sabırsız olan sordu:
“Madem gelecek sene yapılacak… Geçen sene de gelecek seneydi. Peki neden hâlâ gelemedi?”

Şirin Baba, köy meydanındaki kocaman koltuğa işaret etti:
“Evlatlarım, gerçek cin burada… Bu koltuk. Bu koltuğun büyüsü öyle kuvvetli ki, üstüne oturan kalkmak istemiyor. Herkes dost, herkes gülüyor, herkes kardeş… Ama iş koltuğa gelince:
‘Aman ha! Ben kalkmayayım da, icraat nasıl olsa sonra gelir.’”

Şirinlerden biri fısıldadı:
“Peki koltukta oturan neden çalışmıyor?”

Şirin Baba acı bir tebessümle cevapladı:
“Çünkü koltuk artık görev değil, ganimet oldu.”

Şirinler başını salladı.
“Yani Şirin Baba… Belkıs’ın tahtı göz açıp kapayıncaya kadar gelebildi ama bizim belediyenin bir bankı bile gelemedi?”

Şirin Baba kahkaha attı:
“Aferin evlat! İşte mesele tam da bu! Belkıs’ın tahtını getiren anlayış, hız ve ehliyet sahibiydi.
Bizimkiler ise ‘Gözünü kapat, hayal et, yapılmış say!’ diyor.”

Sonra uzaklara baktı:
“Bazen düşünüyorum… Belki bizim belediyenin sonu da o kıssadaki gibi olacak. Gerçekler ortaya çıkınca herkes tahtı değil, hesabı konuşacak.”

Şirinler sessizleşti. Bir süre sonra en meraklı Şirin usulca sordu:
“Peki Şirin Baba… Biz ne yapacağız?”

Şirin Baba gülümsedi, sesini alçalttı ve köyün meydanına doğru yürürken konuştu:


ŞİRİN BABA’NIN SON SÖZÜ

“Evlatlarım…
103. Köy’de yaşayanlar artık cin mucizesi beklemiyor.
Çünkü anladılar ki mucize, çalışanın elindedir.
Bahane ise koltukta oturanın dilindedir.

Belkıs’ın tahtı ‘göz açıp kapayıncaya kadar’ geldi.
Bizimkiler iki yıldır ‘hazırlık aşamasında’…
Demek ki ya mucize bekliyorlar…
Ya da bizi uyutuyorlar.

Ama unutmasınlar…
103. Köy halkı artık uyumuyor.
Çünkü masal bitti.
Sıra gerçeği yazmakta.

– 103. Köy’ten selamlar.
“Biz gözümüzü açtık, artık siz kapatamayacaksınız.”

{ "vars": { "account": "G-0GZNXP00R2" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }