İster masal yerine, ister hikâye yerine ister içinden bir hisse almak adına okuyun…

Bana sorarsanız içinde hem gerçekler var, hem de halimizi bilme var…

Yazıyı okuduktan sonra, bir sorunuz olsun kendinize… Kendinize, bir daha gözden geçirin kendinizi, Allah ile aram nasıl diye? Aslında insan her daim kendini gözden geçirmeli Allah ile arasının nasıl olduğu konusunda…

İnsanı anlamak kolay değil şimdilerde… Eski zamanlarda bu kadar yozlaşmamıştı insan, kendinden bu kadar uzaklaşmamıştı, köyünden yurdunda…

En azından hep bir hasret özlem olurdu içinde… Ne özlem umurunda ne hasret yeni insanın…

Para için, daha dünyalık yaşamak için yapmayacağı, terk etmeyeceği hiçbir şey yok yeni insanın…

Yurdunu terk eden köyünü şehrini terk eden, annesini babasını terk eden, inancını imanını terk edenler her yerde…
Neyse daha uzun etmeden, diyeceğimize gelirsek…

Yurt dışında yaşamayı önceleyen bir millet olduk çoğunlukla, ne vatan düşüncesi ne sıla hasreti, ne yaşama sevinci anne baba dede hasreti alıkoymuyor kimilerini gittiği yoldan…

Hele para ve servet edinmeyi din haline getirenlerin anlamsız tercihleri…

Ama nutuk atmaya gelince, vatan millet sakar ya, köyüm filan demeler…

Sen buralar da yaşanmaz de, terk et git bilmem nerelere, ne din var ne iman, ne başka erdemler kutsallar…

Bütün hesapları dünyanın büyütmek için yap git, sonra kendince numaralar yap köyüm toprağım diye…

Neyse… Amerika da yaşayan bir Türk ailenin oğlu Amerikalı bir kız ile tanışır, hani gönül ilişkisi filan diyorlar ya, öyle bir şey olur aralarında…

Genç, ailesine bu kızla evlenmek istediğini söyler… Ailesi de eğer kız Müslüman olursa evlenebilirsiniz der,rıza gösterirler...

Genç, kıza Müslüman olmayı teklif eder, benim için aşkımızın için Müslüman olur musun der…

Kız ise önce İslam’ı öğrenmesi gerektiğini, aklına yatarsa Müslüman olabileceğini söyler… Genç arkadaş sevinir, kıza İslam’ı anlatan bazı kitaplar temin eder okusun İslam’ı öğrensin diye…

Kız kitapları okur ve tamam Müslüman olmaya karar verdim der… Ve devam eder sözlerine, ben Müslüman olmasına oldum da, bu şartlarda seninle evlenemem der…

Neden diye sorar genç adam?

Çünkü der kız, sende İslam’a dair hiçbir şey göremiyorum, benim bu kitaplardan öğrendiğim İslam ile senin hiç bir alakan benzerliğin yok…

Seninle evlenemem, eğer benimle evlenmek istiyorsan sende Müslüman olacaksın, Müslüman gibi yaşamayı seçeceksin, bu kitapların anlattıkları gibi yaşamayı seçeceksin ki, seninle evleneyim…

Sende İslam’a ait hiçbir şey görmüyorum… Ah be kardeşim ne hallere düştük görüyorsun,ne çok yenildik peş para etmeyen dünyaya, ve çıkarlarımıza…

Ne şeytanı, şeytan kendimiz olduk…

Mesela şimdi bu şehir de, Müslüman olursan seninle evlenirim dediğimiz yabancı kadınlar “tamam da sizin hiçbir yanınız Müslüman’a benzemiyor” derlerse yanlış bir söz mü demiş olurlar? Sizin kendinizin Müslüman gibi bir hayatınız yok ki, bizden Müslüman olmamızı istiyorsunuz derlerse, ne cevabı var çoğumuzun…

Çok yazık ettik kendimize, kendimizi çok kandırdık ve Allah’ın da kanacağını sandık yalan işlerimize… Müslüman’ım demekle Müslüman olunmuyor, hatta Müslüman olunmuyor arada sırada namaz kılmakla veya Cuma günleri…

Gelin önce kendimizi ne çok aldattığımızı, nedenlerini bir gözden geçirelim, önce yeniden kulak vermeye inandıralım kendimizi Aziz Kitaba Ötesi olur istersen… Ötesini bir daha oturur konuşuruz, hele sen bir dert edin bunu… Önce bir kabullen yanlışlarını ve seni nasıl karanlığa sürüklediğini…

Derim ki, sen talep edersen Allah kalbinden tutacak tır senin, elinden tutacaktır…

Hoşça kal…