Yorulduk şeyhim, ama kimse inanmadı yorulduğumuza... Halk olarak yorulduk şehir ahalisi olarak yorulduk, insan olarak yorulduk, ama inanmadılar inanmıyorlar yorulduğumuza inanması gerekenler...

Çoğunun gözü insanı görmüyor, çekilen acıları dışa vurmuş sarılamayan yaraları görmeyen, selam nasılsı hayırlı sabahlar demeyen yöneticilerimiz bizleri çok yordu şeyhim...

Çalışıp koşmaktan değil insan olmaktan haktan hukuktan adaletten söz etmekten yorulduk, ama umurlarında olmadı,  umurunda olması gerekenler...

Sevgi aramaktan hak hukuk aramaktan çaresiz kaldık demekten market market gezmekten, çocuklarımıza “param yok çocuğum” demekten yorulduk, ama yöneticilerimiz idarecilerimiz siyasetçiler Belediye Başkanlarımız Valilimiz Kaymakamımız hatta camilerimizde imamlar bile inanmıyorlar yorulduğumuza...

Ama biz yorulduk, yüreğimiz yoruldu, yoruldu ellerimiz, daha nasıl söyleyip nasıl anlatayım?

İnanmadıkları ile kalmıyorlar, birde beden dilleri ile haddinizi bilin diyorlar, bu bizim çok canımızı acıtıyor şeyhim!

Ne akşamız belli ne sabahımız çoğumuz, ne karnı doyuyor çocuklarımızın onların çocuklarının karnının doyduğu gibi...

Dayan diyorlar kimi zaman, kimi zaman sabır etmelisiniz falan diyorlar, ama söylemiyorlar nasıl dayanılacağını nasıl sabır edileceğin, yoksullukla çaresizlikle nasıl baş edileceğini...

Her şeyi biz biliriz diyorlar, biz ne dersek doğru olan o diyorlar, ne yapıyorsak halk için sizin için yapıyoruz diyorlar, ama ne yaparlarsa kendileri için yapıyorlar...

İnsan kalamamaktan kalbimizin kirlenmesinden inançlarımızın yok olmasından korkuyoruz... Korkuyoruz evlerimize dönememekten çocuklarımıza ben geldim diyememekten bir akşam...

Beni anladın mı şeyhim, anladın mı bizi?

Ellerimiz şeyhim/ellerimiz onların ellerine benziyor, gözlerimiz de... Ama hayatımız ama çocuklarımızın hayatı ama soframız, onlarınkine benzemiyor...

Tamam, zaten benzesin de istemiyoruz, ama hani bu ülkenin bu şehrin bu sokakların insanıyız ya, diyorum ki bizde bizim çocuklarımızda halkın şehir ahalisinin çocukları da “özellikle yoksulların çocukları da” azıcık mutlu olsun azıcık sevinsin diye sözlerimiz...

Sence de mi yanlış sözler ediyoruz şeyhim?

Sende mi ciddiye almak istemiyorsun?

Sende mi onların  tarafında duruyorsun yoksa?