Aklıma düştü işte, yoksa ben gerçekten kötümser biri miyim? Arada sırada öyle diyenlerin varlığından söz ediyorlar, kendime yakın sandıklarımdan duyduklarıma göre...
Ne bileyim aklıma düştü ve sizlere de, sorayım dedim... 
Hani yazar okur ilişkisi bir şeyin varlığından söz edilir ya, o açıdan...
***
Yazarken söylerken çok karamsar sözler eder gibi yapıyorum ya, bu siyaset insanları ile bir yere varılmaz falan diyorum ya... 
Mesela sizler ne diyorsunuz şehir ahalisi olarak, bu şehirde yaşayanlar olarak...
Yarınlar bu günden daha iyi olacak, daha güzel olacak diye umudunuz var mı, yoksa sizler de “bu yol, yol değil” diyenlerden misiniz?
***
Ülke adına gelecek adına, mesela bu şehir adına inancını yüce tutan arkadaşlar var mı, konuşuyor musunuz olanları olacak olanları?
Mesela kaçınız “Bu kadar da olmaz diyorsunuz” ormanların ortasına kondurulan kaçak villalar hakkında?
Nasıl elde ediyorlar güç sahipleri oraları, hani Bey tül maldı ormanlar dağlar taşlar...
***
Hangi parti iktidar olursa güler ülkenin yüzü, böyle bir fikri olan var mı, mesela Kemal Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı olmalı diye aklından geçiren var mı? 
Fikrinizi söyleyin, kana atınızı açık edin varsa...
Partilerin ilçe başkanlarının hangisini daha insana yakın buluyorsunuz, hangisi gerçekten dert ediniyor şehrin yağma edilmesini?
Hangisi gerçekten samimi?
***
Hani ben zaman zaman bütün partiler birbirlerinin aynı der gibi sözler ediyorum ya, hayır öyle değil diyen var mı içinizde?
Şu parti gelir iktidar olursa ülke düze çıkar gibi düşünce taşıyanlar varsa söylesin...
Çünkü ben hala umutsuz olanlardanım partiler adına...
***
Yine mesela artık camiler de din kalmadı, camiler de sıradan bir devlet dairesi haline getirildi, birilerini ikna etmek adına yapılan söyleşiler Cuma vakitleri yapılan desem...
Vallahi işiniz zor ey şehir ahalisi desem, ne dersiniz?
Dünya dolusu fırıldaklık...
Hayat kimsenin yüzüne gülmüyor desem yanlış olur, hayat servet sahiplerine gülmeyi devam ettiriyor...
Ama çoğunun umurunda değil öteki dünya, aslında öyle bir dünya vallahi var...
***
Yağmura susamış topraklar, günahı kimin? Ve kuşlar bir bir yok oluyor, bunun günahı yok mu, ey şehir ahalisi?
Sokakların yüreği karardı, sokakların merhameti çekildi... Hadi öyle değil deyin, hatta bana sen yalan söylüyorsun deyin...
Zaman diyorum, zaman geçiyor...
Farkında değiliz ama kalbimiz çoktan yoruldu... Şehirlerin kalbi yoruldu ve camilerin kalbi de...
Bakmayın siz imam efendilerin hiçbir şey yokmuş gibi gezip tozduklarına...
Onlara çoktan kırıldı İsa, Musa İbrahim...
Yine karamsar bir yazı, başka türlü yazılmıyor başka türlü dile getirilmiyor gerçekler...

Binler selam ile...