Kurban Bayramı tatilinin dokuz gün olarak ilan edilmesiyle birlikte birçok insan ülkemizin tatil bölgelerine akın etmeye başladı. Özellikle Akdeniz kıyıları yabancı turistlerin gelmesi ümidiyle sezonunu açan oteller geçtiğimiz günlerde tam bir hayal kırıklığına uğradı. Yerli turistleri daha çok ağırlayan oteller şaşkınlık içerisindeydiler. Oteller full bir şekilde dolu iken otellerde yer bulamayan insanlar sahillerde veya parklarda yatmaya başladı. Sabahın erken saatlerinde sahil koşularına çıkan insanlar çeşitli manzaralar ile karşılaştı. Yerlere serilmiş havlular, ağaçlara asılmış çamaşırlar, yenilen yemeklerin çöplerinin oluşturduğu dağ yığıntıları ve güneşlenmek veya deniz kenarında dinlenmek için kullanılması gereken şelzonglarda uyuyan insanlar... 
Alanya geçtiğimiz hafta içerisinde bayram kutlamaları içerisinde düzensiz kesilen kurbanların önüne geçmeye çalışırken bambaşka bir problem ile uğraştı. Düzensiz kesimin önüne geçilmişti. Ancak çevre kirliliği son bir hafta içerisinde istenilmeyen bir noktaya ulaşmıştı. Otellere para vermek istemeyen veya yer bulamayan insanlar sahillerde uyumuştu. Bu başlangıç olarak bir problem değildi. Fakat sürekli olarak çöplerin çöp kutusu dışına atılması hiç istenilmeyen görüntülere neden oldu. Yerli turistler yedikleri yiyecekleri ve içecekleri olduğu gibi oturdukları yerlere bırakıyorlardı. Otellerde kalan yerli turistlerden de otel çalışanları aynı şekilde oldukça dert yanmaktaydı. Açık büfeyi amacı dışında kullandıklarından dertliydi. Yenilebilenden fazlasını alıp yemeyip masada bırakan halkımız israfı önlemekten oldukça uzak davranışlar sergilemektedir. Bu davranışlar kalınan otel odalarını ve girilen denizleri de etkilemektedir. Son bir haftadır Alanya’nın denizinde hiç olmadığı kadar plastik ve cam çöpler var olmaktadır. Sürekli temizlenmesine rağmen bir türlü ardı arkası kesilmeyen bu çöplerin kaynağı maalesef yine bizim halkımız, bizim insanımızdır.
Turizm bölgelerinde yaşayan insanlar ve çalışanlar yerli turistlerden yaka silkme durumuna geldi. Öncelikli olarak bizlerin kendi ülkemize sahip çıkması gerekirken tatile gittiğimizde en çok bizler pervasızca hareket ediyoruz. Sözde kafa dinlemek veya tatil yapmak amacıyla sergilenen davranışlar aslında hem doğaya hem de turizme balta vurmaktadır. Sahilde uyuyan veya çöplerin yığın olduğu sokak ve caddeleri gören turistler ülkemiz hakkında farklı algılara sahip olmaktadır. Bu da hiç istemediğimiz sonuçlara neden olacaktır. Yurt dışından gelmesi beklenen turistlerin bu manzaraları görmesi belki de turizm camiasının isteyeceği son şey olabilir. 
Yerli turist turizmi öldürüyor. Turizm bölgelerinde yaşayan veya çalışan insanların bu tatil dönemlerinde kendi halkımıza karşı olumsuz duygular beslemesine neden oluyor. Turizm bölgelerindeki bireyler bayram tatillerin uzatılmasından veya birleştirilmesinden endişe duyuyor. Her seferinde karşılaşılan bu manzaraların son bulabilmesi adına bir an önce tatilin bitmesini diliyorlar. Doğası, denizi ve insanlarıyla birçok güzelliği içinde barındıran ülkemizde pandemi sonrası çevre kirliliğine dair davranışlarda değişme olabilmesini umuyorduk. Ancak maalesef sevgili halkım, kendi turizm bölgelerimizde komple sınıfta kaldık. Üstelik bu sefer bizi değerlendiren sadece yurt dışından gelen turistler değildi. Kendi halkımız bizi sınıfta bıraktı. Çöplerin kutularda olduğu, denizin sadece mavilikten oluştuğu ve herkesin birbirine saygı duyduğu tatil günleri dilerim. Umarım başarabiliriz.