Cumhurbaşkanı geçtiğimiz günlerde normalleşme sürecine ilişkin yeni düzeni ve bu sürecin kurallarını açıkladı. Buna göre ülkemiz dört ayrı gruba ayrıldı: düşük, orta, yüksek ve çok yüksek riskli iller. Her grubun kendine ait renkleri oldu. Her rengin normalleşme süreci diğerlerinden farklı şekilde ilerleyecek. Harita üzerinde bakıldığında her şey net bir şekilde sınırlara ayrılmış gibi görünse de yapılan açıklamaların ardından herkes kendi yaşadığı il için başlayacak normalleşmeyi anlaması biraz zaman aldı. Bunun üzerine sosyal medyada her bir normalleşme adımını dört grubun renklerine göre anlatan tablolar paylaşılmaya başlandı. 
Açıklamaları anlamamız biraz zaman alsa da sokağa çıkma yasaklarının kaldırıldığı illerde ertesi gün herkes kendini sokaklara ve kafelere attı. Herkes bir anda bu duruma alıştı. Yapılan açıklamalar ve yeni normalleşme adımları ülkemizin her kesiminden insanı aynı şekilde mutlu etmedi. Nitekim akşam yasaklarının devam edecek olması ve kafelerin belirli saatlerde çalışıyor olması bazı işletme sahiplerini hayal kırıklığına uğrattı. Sözgelimi alkol satışı yapan kafeler. 
Okullar her ilimizde aynı şekilde açılmadı. Ülkemizin çoğunluğunda açılan okullarda yüz yüze eğitim verilmeye başlandı bile. Ancak çok yüksek riskli illerde yer alan öğrenciler okullarını yine ekran başında sürdürmeye devam edecekler. Bu durum yüksek riskli illerde yaşayan ve çalışmaya hayatına yeniden dönen aileleri mutlu etmedi. Çünkü çocuklar okullarından uzakta kalma süreci artarken evde yalnız kalma süreci uzamaya başlıyordu. Gerçi okulların açılmasının gereksiz olduğunu düşünen ve eğitimin öneminin farkında olmayan bazı kimseler bu fikirlerini sosyal medyada paylaşmaya çekinmedi. Sonuç olarak tepkiler gecikmedi.
Yeniden normalleşirken veya eski düzenimize adım adım gitmeye çalışırken bugünlerde Covid-19'lu geçen bir yılımızı tamamlıyoruz. Bu süreçte yeni normallerimiz, yeni düzenlerimiz ve yeni alışkanlıklarımız oluşmuştu. Tüm bunlara alışmamız ise biraz zaman almıştı. Ancak açıklamalardan bir sonraki güne baktığımızda yeniden normalleşmeye hızlı bir giriş yapıyoruz. Herkes uzun zamandır bu anı bekliyor gibi dışarıda artık. 
Yeniden normalleşme, yeni düzen, eski düzen, normalleşme gibi başlıklarda geçtiğimiz yılı düşünürken aklıma birkaç soru geliyor: Normal ne ki? Kime göre normal? Neye göre normal? Kime veya neye göre yeni düzen? Sahi düzen ne ki? Eski normalimizde bir düzenimiz var mıydı? Her şey sistemli bir şekilde ilerlerken korona mı sistemi bozmuştu? Yoksa korona bir sistemin kurulmasını mı sağlamıştı? Sahi hayatımızın tam ortasına bir anda giren korona dünyanın işleyen sistemi hakkında bize neler anlattı, hiç kulak verdiniz mi?
İşte, İkiye On Kala grubunun şarkılarında geçen kafamda kentsel dönüşümler sözü gibi benim de kafamda bazı dönüşümler yaşanıyor. Ancak bu dönüşümler yeniden normalleşmeye veya eski düzene geri dönmeye dair değil. Olur da bu düzen böyle giderse tüm ülkenin aynı renk olup bizim evlerde daha fazla kurallarla yaşadığımız normalleşmeye dair düşünceler. Gerçi herkesin normalleşmesi kendine göre değil mi?