Yeniden Bismillah...Yine bir bayram sonrası...Umuyorum İnşallah bayramınız güzellikler içinde hayır ve iyilik içinde geçmiştir...Barış ve kardeşlik içinde geçmiştir...Yine umar ve arzu ederim ki bayramda ortaya çıkan sevincimiz, iç aydınlığımız daim olur...Buna çok ihtiyacımız var ülke insanı olarak her birimizin ve ülkemizin de...

Gerçi yeryüzü zalimleri İslam ümmetinin  yüzünün gülmesini rahat yaşamasını asla istemiyorlar, ve bunun için ellerinden gelen bütün alçaklıkları zalimlikleri yapmaya devam ediyorlar Müslümanların yaşadığı ülkelerde...Savaşları sürgünleri çoğaltmaya yeniden başlatmaya devam ediyorlar dünyanın neresinde Müslüman yaşıyorsa oralarda...

Ve ülkemiz de...Ülkemiz de de en pis, en alçak oyunlarını tezgahlamaya uğraşıyorlar kafirler...Ne yazık bu kafirler ile iş birliği yapmaktan çekinmeyen hainler de var...Kimisi siyasetçi kimisi gazeteci kimisi iş adamı, kimisi din adına konuşan zavallılar...

Ne desek  hangi dilden konuşsak Arakanlı kardeşlerimizin halini anlatmaya ne gücümüz yeter oldu, ne kalemimiz yeter oldu artık, ve elimizden çok bir şey de geldiği yok...Sesimizi yükseltsek duyan yok, ve bu gidişle de olmayacak...Aziz Allah kardeşlerimizin yardımcısı olsun, ellerinden tutsun, sabırlarını yüce  kılsın...

Ama onları yazmasak onların halini dinlendirmezsek, dua ile olsun yanlarında olmayı akıl etmezsek, insanız demenin Müslümanız demenin ne manası olur ki? Şimdilik madden çok yapacak bir şeyimiz olmasa da, çok dua etmeliyiz, Aziz Allah'a çok yalvarmalıyız onlar için...Öyle kalpten öyle içten ve Müslümanca bir tavır ile onların yanında olmanın çarelerini aramalıyız...

Eski zamanlardan kalan bir bilgi  olarak anlatılır...Buradan çıkarak bir kaç söz etmek istedim...

Bir nehir kıyısından karşıya geçerken anne çocuğuna "elimden tut" demiş...Ve çocuk "hayır anne sen benim elimden tut" ne fark deyince annesi çocuk cevaben "senin elini ben tutarsam, olur ya başıma bir şey gelirse" ihtimal ki ben senin elini bırakabilirim...Ama biliyorum ki "senin başına ne geliyor olursa olsun" sen benim elimi bırakmazsın...

 

Ne mi demek istiyorum?

Önce yeniden hatırlayalım annelerimizin biz çocuklar için neler yaptıklarını nelere katlandıklarını ellerimizden nasıl tuttuklarını, düştüğümüz zamanlar kalplerinin nasıl acıyıp ağrıdığını...

Sonra...Sonra  bir anne "Nehir'i geçirirken" çocuğunun elinden nasıl tutuyorsa, öyle tutalım bir birimizin elinden...Unutmayalım bize "sizler  yeryüzünde kardeşler siniz" der aziz İslam...

Ve şimdilerde yangın yerine çevrilen bu dünyada bir birimizin kardeş bildiklerimizin ellerinden çok sıkı tutmamız gerekiyor...Başımıza ne gelirse  gelsin tuttuğumuz eli bırakmamız gerek, böyle buyurur Aziz Allah...

Eğer bunu başarırsak, anlarsak dünyanın geçici olduğunu, bir birimizin elini sıkıca tutar asla bırakmazsak, umulur ki Aziz Allah da bizim "yani bu ümmetin" elinden tutup kaldıracaktır...

Gelin insana sahip çıkmayı önemseyelim...Müslüman Müslümana sahip çıkmalı diyen öğretiyi rehber edinelim...Çok fena dağıldık, yeniden toplanmanın çaresini arayıp bulalım...Dünyanın neresinde yaşıyor olursa olsun "bir Müslüman zora ve sıkıntıya düşmüşse" ona yardımcı olmanın çaresini bulmaya çalışalım...

Sonra yakınlarımızda, yaşadığımız şehirlerde "zora ve sıkıntıya düşen kardeşlerimiz varsa" onların yanında olmayı bir görev bilelim...

Ellerimizi sıkı tutalım...

Kalbimizi sıkı tutalım...

İnancımızı kavi eyleyelim...

Bu gün de bunları demiş olalım..Tekrar edelim Müslüman da insan da düşene ve sıkıntıda olana yardım eden, tuttuğu eli asla bırakmayan, Nehrin öte yanına taşıyandır... Çok selam efendim...Aziz Allah insanı seven insanlardan eylesin her birimizi...Tuttuğu eli bırakmayan kalbi aydınlık kişilerden yani...