Deprem ile ‘’normal’’ kavramımız da değişti. Yeniden normale dönmek mümkün mü diye merak ediyoruz. Belki de yeni bir normalimiz var. Korku, kayıp, öfke ve endişe ile yaşamaya çalıştığımız günlerin içindeyiz. Artçı depremler devam ederken ve kayıplarımız da her geçen gün artmaya devam ediyor. Evlere girmek hepimizi tedirgin ediyor hala.

Okullar açılmaya başlandı. Bir yerde rutinler oluşturulmaya başlandı. Rutinlere geri dönülmesi yani çocuklar için okula yetişkinler için işe gitmek hayatta bir şeylerin değişmediğini gösteriyor. Hayat bir şekilde devam ediyor aslında. Ancak nasıl devam ettiği biraz yeni normalimizi belirliyor.

Okullar açıldı ama üniversiteler uzaktan eğitim ile başlıyor. Arkadaşlarından, öğretmenlerinden uzak kalan öğrenciler pandemi dönemini yeniden yaşıyor gibi görünüyor. Her ne kadar üniversitelerdeki öğrenciler bu karara karşı çıkmış olsa da yapılan açıklama sonrası online eğitimi kabul etme süreci de başladı. Neden karşı çıktılar derseniz bir arada olabilmenin iyileştirici olması ve sosyal desteğin farkında oldukları için karşı çıktılar aslında. Yalnız olmadığımızı, terkedilmediğimizi görmek için yan yana olmanın dayanışmanın iyileştireceğine inanıyorlardı.

Yurtlar bir çözüm olarak açıldı ve aileler yerleştirilmeye başlandı. Ancak bunun da çok kontrol edilemeyen geçici olduğunu unutmamak gerekiyor. Herkes bir şeyler yapmaya çalışıyor. Destek olmaya çalışıyoruz. Uzmanların açıklamalarını dinlemeye ve ona yönelik adımlar atmaya çalışıyoruz. 

Ancak kayıplarımız var. Onları doldurmaya çalışmakta zorlanıyoruz. Arkadaşlarımızı, yakınlarımızı, tanıdıklarımızı, anılarımızı kaybettik. Bunların yanında güvenlik duygumuzu, adalet duygumuzu ve inancımızı kaybettik. Kendimizi en çok güvende hissettiğimiz evimizde, odamızda dahi yaşamımızın güvende olmadığını hissediyoruz. Tüm bu kayıplarla yeniden normale dönmeye çalışıyoruz.

Her yeni günde eskisi gibi olamayacağımızı biliyorken böyle bir olay sonrasında eski halimize dönmek daha da zorlayıcı olacaktır. Yeni günlerde yeni duygularla yeni olaylarla yeniden bir normal oluşturacağız. Fakat bunu yaparken neyi ne kadar unuttuğumuzu da hatırlamak gerekiyor. Toplum olarak yaşadığımız veya etkilendiğimiz her olayı unutursak her geçen yıl başka olaylar yaşayacağız gibi duruyor. 

Şimdi hepimiz enkaz altından çıkmaya çalışıyoruz. Fiziksel olarak enkaz altından çıkabildik mi orası da meçhulken ruhen enkaz altından çıkmaya çalışıyoruz. Bunu da birlikte yapmaya çalışıyoruz. Dayanışma güçlendirir biliyoruz. Ancak bu süreçte kimler yanımızdaydı, kimler engel oluşturdu hiç unutmayacağız. İsim isim biliyoruz. Sadece artık dile getirmekte yorulduk. Fakat konuşmak hiç bitmeyecek bir mücadeleyi kapsıyor. Ne dersiniz?