Bu savaş günlerinde, ölüm günlerinde askerlerimizin polislerimizin, ve sonra çocukların savaşlarda, kadınların ve annelerin...Ve insanlarımızın bir yarısının aç, bir yarısını işsiz güçsüz, daha bir başka yarısının çaresizlik içinde kıvranıp durduğu zamanlarda hani...Ev kirasının ödeyemeyenlerin, elektrik ve su parasını ödeyemeyenlerin, çok olduğu zamanlarda işte "nedir bunca kavga, bunca gürültü nedir efendiler?" diye yazıp soralım mı, siyasetçilerimize, partilerimize, ve onların yetkililerine, sorsak bir cevapları olur mu?
Nereden ne şekilde başlayalım, nasıl hangi dille soralım "bu kavgalar, bu küfürleşmeler, bu inatlaşmalar,bu bir birinizi aşağılamalar bu atışmalar neden diye? Sahi nedendir bu kavgalar İbrahim, insanlar neden çok alıştılar kavga etmeye, neden sevdiler kavga etmeyi, neden bu kadar çok  küfür ediliyor şimdi sokaklarında kentlerin?
Çocuklara karşı, kadınlara karşı ayıp olmuyor mu, bunun ayıp olduğunu, pis işler olduğunu, cahil kişilerin işi olduğunu kim söyleyecek...Siyaset adamları böyle yaparlarsa, partiler böyle yaparsa, böyle yaparsa okumuş sanılan kişiler, ne olacak bu ülkenin hali? Nasıl yeni bir nesil inşa edeceğiz, anneler kimleri örnek gösterecek çocuklarına, kime soralım bu soruyu...Sizler böyle yaparsanız, ahali ne yapsın diye kime soralım?
Hani insanca iletişi, hani insanca bir bağ kurma, hani sevgi, hani kardeşlik, edep ve nezaket hani diye bir sorumuz olmasın mı, bunca gürültü çıkaranlara kavga çıkaranlara, küfürleşip duranlara...Büyüklerimiz, atalarımız "kavga ile bir yere varılmaz derlerdi" ne olacak şimdi, böyle kavga ede, ede nereye varmak istiyorlar bunlar? Ne hakları var ahaliyi bunca kavganın ve dövüşün içine çekmeye, küfürleşmenin ortasına çekmeye? Sormayalım mı? 
Yoksa bazılarının yaptığı gibi "birinin safına geçip" biz demi, vuruşalım, biz demi küfür edenlerden kavga edenlerden, yalan edenlerden olalım?  Bu nasıl bir duruş olur o zaman,bu nasıl doğruları savunmak olur....Hayır, hayır asla kavga edenlerden olmayacağız, insanlara hakaret edenlerden de....Kim ne derse desin,biz her daim kardeşlikten barıştan söz edeceğiz, her daim her kesin yiyecek ekmeği olmalı diyenlerden...Hiç bir şey yapamazsak şiirden sevdadan söz edeceğiz, aşktan söz edeceğiz, ama insan ötekileştiren kişilerin safında yer almayacağız...Yanlış mı deriz İbrahim?
Şimdi inanalım mı bunlara, neden inanalım...Yalancıların sözüne inanılmaz der, aziz İslam, bu arkadaşlar bir birlerini yalancılıkla suçlamıyorlar mı, nereden nasıl bileceğiz hangisini doğru söz ettiğini? Bu arkadaşlar değil mi, kendi işlerini, kendi aralarında kolayca halleden, iş kendi çıkarlarına, kendi maaşlarına, kendi geleceklerine, kendi ailesine gelince, hiç kavga etmeden bir gecede halledenler, kendi işlerini? Sahi bu nasıl oluyor diye sormayalım mı?
Bunlar ahaliye örnek olmayacaksa kim olacak, bunlar böyle yaparlarsa, ahaliyi ne yapsın İbrahim? Yorulduk, Ülkemiz çok yoruldu,yenildik, çok üzüldük, üzdüler bizi, Ülkeyi üzdüler, şehirleri üzdüler, sonra kuşları üzdüler...
Kuşlar başını alıp gittiler, dönmeye siye gittiler...Çünkü onlara yaşam alanı bırakmadı insanlar, insanlar çok bencil oldu günümüzde, çok kendini beğenmiş, çok iki yüzlü...
İnsan kendini tanrı yerine koymak için büyük bir mücadele içinde, kendini önemli kılma peşinde, ve ölümsüz olacak sanmakta kendini...Ve kentlerin  beyaz adamları iyice şımardılar, iyice bencil ve merhametsiz oldular...
Neredeyse her biri "şehri sonra dağları, sonra denizleri ve sokakları" hep kendilerinin sandılar veya öyle olsun istediler, sormayalım mı, neden böyle olsun istiyorsunuz diye?
Dağları denizleri sokakları, neden bu kadar istiyorsunuz başka insanlardan...Sizin farklı kılan, sizi değerli kılan hangi ameliniz diye sormayalım mı? Sorarsak çok mu belaya girer başımız, çok mu üzerler bizi?
Hani hep birlikte inanıyorduk aynı dine, ve yan yana, omuz omuza duruyorduk camilerde, ne bileyim, kardeşler topluluğu olduğumuz söyleniyordu hani...Hani düşenin elinden tutun diyordu inandığımız din, bir birinizden haberiniz olsun diyordu...Toklar açların karnını doyursun diyordu...
Demeyelim mi, ne oldu diye? 
Mesela demeyelim mi "şiirsiz"  yaşanmayacağını, her bir kişinin şiirden haberdar olması gerektiğini? Şiirin insanı merhametli kıldığını demeyelim mi? Beyaz adamlar şiir okusalardı, bu kadar zalim olmazlardı...
Sevgiyi egemen kılmayanların,barışı ve kardeşliği önemsemeyenlerin "zalimlerden olacağını" söylemeyelim mi?
Böyle yazı olmaz mı, diyorsun yoksa, böyle yazarlık olma mı diyorsun? Yapma be İbrahim, inan iyi sözler etmek  muradımız...Muradımız savaşlar, ve savaşlarda ölümler bitsin...İnsanların ve şehirlerin yüzü aydınlık olsun muradımız...Çocukların oynayacağı sokaklar, kuşların konacağı dallar olsun...Ve sonra herkesin barınacak bir evi, yiyecek bir kaç lokma ekmeği olsun...
Hep birlikte mutlu olalım yani...İnsanca, ve kardeşçe, apaydınlık....Bahar gibi, güneş gibi, ay gibi, şiir gibi, ve aşk gibi...Aynı duayı eder gibi Rabbimize.....