İnsan yaşlandıkça…
Özellikle de
Kronik rahatsızlıklarla boğuşmaya başlayıp,
Son durak sendromuyla sarmaş dolaş olup,
Giderek
Tüm dostlarından hatta insanlardan uzaklaşıp yalnızlaşınca,
Özellikle de
Gençliğinde
O ele avuca sığmayan,
Ayağı yere basmayıp havalarda uçan,
Zatı muhterem yerine
Yürümekte zorlanan bir zavallıya dönünce
İnanın insan bu durumu bir türlü kabullenemiyor.
***
İşte böylesine bir açmaz içinde eve kapanmışken
Kimi dostların arayıp sorması,
Özellikle de moral, motivasyon pompalamaları,
“Anılar yaşlıların bastonudur.” sözüne uygun bir biçimde bastona sıkı sıkıya sarılmama vesile oldu.
Beni sosyal etkinliklere çekmeye çalışan, moral veren, bazı dostlardan söz etmeden geçemeyeceğim.
Sağ olsun, Necati Masatlı dostum, sık sık arıyor.
***
Sayın Cemal Şencan, Sayın Hasan Sipahioğlu, Sayın Ahmet Kutlu, Sayın İsmail Haboğlu bir araya gelip beni dışarı çıkarmaları ve bir pastanede buluşup nostaljik takılmamız çok hoştu.
Abbas (İhsan Arslan) da beni unutmayanlardan.
Ama en çok beni şaşırtan ve sevindiren ise eski Alanya Kaymakamımız Sayın Hasan Tanrıseven’in taa Giresun’dan benim telefonumu bulup araması, yazılarımı özlediğini ve sağlık durumumu öğrenmek istediğini söylemesi. İnanın beni ayağa kaldırdı.
Kendisine bir kere daha içtenlikle teşekkür ediyorum.
***
Sayın Masatlı’nın da benzer bir yaklaşımla,  eski dostlarımın beni merak ettiğinden söz ederek, yazılara başlamamı istemesi sonucunda bu yazıyı yazmaya karar verdim.
Kendisine teşekkür ediyorum.
Tüm dostlarıma merhaba diyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.