Teknolojinin hayatımızın içine girmesiyle birlikte telefonlarımız ile bütün bir şekilde yaşamaya başladık. Uyumadan önce sosyal medya hesaplarımıza bakıyoruz, uyandığımızda ilk işimiz yine telefonumuzda herhangi bir bildirim olup olmadığını kontrol ediyoruz. İş hayatının yoğunlaşması ve artan bir tempo ile çalışmaya başlanılmasıyla birlikte gerçek sosyal hayatımızdan yavaş yavaş uzaklaşıyoruz. Böylece arkadaşlıklarımız, dostluklarımız ve aşklarımız çoğunlukla sosyal medya üzerinden yaşanmaya başlıyor. Sahip olduğumuz sosyal çevre ile iş hayatıyla birlikte yeniden oluşan sosyal çevre zaman zaman çatışıyor gibi dursa da belirli bir zaman sonra sınırlı arkadaşlıklara dönüşmeye başlıyor. Evlenen, şehir değiştiren, farklı meslek gruplarına yönelen arkadaşlarımız ile eskisi kadar görüşemediğimizde yeni arayışlara girmeye başlıyoruz. İşte tam bu noktada çeşitli uygulamalar veya sosyal medyalarımız aracılığıyla arkadaşlıklar, aşklar bulmayı ümit ediyoruz.
Peki, sosyal medya ile gelen arkadaşlıklar veya aşklar bizleri yeterince mutlu ediyor mu? Sadece yeni insanlar tanımak, birlikte oturup sohbet edebilmek gibi temel gereksinimlerimizi tamamlamak istiyoruz. Eskiden arkadaş ortamlarımıza eklenen yeni insanlar ile yaptığımız bu başlangıçları şimdilerde internet aracılığı ile sağlamaya çalışıyoruz. İnsan olarak sosyal varlıklarız. Yeni insanlar tanımayı içgüdüsel olarak istiyoruz. Yeni arkadaşlıklar kurmaya dair olan bu gereksinimiz romantik ilişkilerimize de yansıyor. Yıllar öncesinde ‘’Benim tanıdığım birisi var onunla görüşseniz çok iyi bir çift olursunuz aslında. Tanışmak ister misin?’’ gibi aldığımız teklifleri şimdi indirdiğimiz uygulamalar üzerinden sağlıyoruz. Kendimize bir profil oluşturuyoruz. İstediğimiz özellikleri filtreliyoruz. Karşımıza çıkan profilleri incelemeye başlıyoruz. Yazılanlara ve var olan görsellere bakarak seçim yapmaya çalışıyoruz. Eğer iki taraf da birbirini seçtiyse geriye sadece sohbet etmek kalıyor. Sohbetin iyi gitmesi durumunda telefon numaralarının alınması, planlar yapılması gibi sonraki evrelere geçiş yapılıyor. Bazen bir kahve içmek ile başlayan bu görüşmeler sonrasında yapılan yeni planlarla birlikte gelişebiliyor. Bazen ise ilk görüşmede kalıyor ve devamı gelmiyor. Sadece konuşmalarımıza, profile ve yazılanlara bakarak görüşmeye karar verdiğimiz kişilerle oturup iki sohbet etmek ve yüz yüze tanımak istiyoruz. Sadece sanal ortamda yapılan sohbet bizi bir yere kadar tatmin edebiliyor. Karşımızdaki kişiyi görmek, onun gerçekten varlığını hissetmek istiyoruz. Karşılıklı oturmak, birbirimizin yüzüne bakarak sohbet etmek istiyoruz. 
Keyifli bir macera ile başlayan bu konuşmalar bazen bir anda bitebiliyor. Romantik bir ilişki ararken kendimizi oradan oraya başka kişiler arasında kaybolurken buluyoruz. Uygulamalar bizlerin bir ilişki yaşayacağı en uygun kişiyi sunmayabilir. Ancak aradığımız gerçekten bir ilişki yaşamak ve sevgili olmak ise zamanı ve emek vermeyi göz ardı ediyoruz. Bir anda ortaya çıkan sohbetler karşılıklı olarak desteklenmediği ve yeni deneyimler ile pekişmediği sürece bir balon gibi uçup gidebiliyor. Bizler de balonunu kaybeden çocuklar gibi üzülüyoruz. Bu nedenle uygulamalar bizlere hızlı bir şekilde arkadaşlıklar sunsa da kendi değerlerimiz çerçevesinde adım atmadığımız sürece aradığımız aşkı bulmamız oldukça zor. Yani teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, biz aşklarımızı eski usule göre sürdürüyoruz. Uygulamalar bir başlangıçtır, aşklar ise karşılıklı süren bir paylaşımdır.