Prof. Dr. Celal Şengör, bir bilim adamı olarak katıldığı Fatih Altaylı'nın sunuculuğunu yaptığı TV programında, "Onların hepsi masal. İbrahim denen bir adamın yaşadığı malum değil. Bütün bu söylenen kişiler tarihte yok. Bunların hepsi üç tane kutsal kitap denilen Suriye din geleneği. Mezopotamya din geleneğinden türemiş yan branştır. Musa Peygambere bakıyorsun, adamı da tarih bilmiyor, yok böyle birisi. Musevilerin kitabında Mısır’dan çıkış olayı da yok. Hepsinin söyledikleri tamamen menkıbe. Belge yok" dediği için savcılık tarafından 'Halkın bir kısmının dini değerlerini tangur tungur ederek aşağılama, kamu barışını bozmak 'suçlamasıyla savcılığa davet edildi.

Umarım savcı şarkıcı Gülşen'de (savcı aynı savcı ) olduğu gibi işi ciddiye alıp işi mahkeme aşamasına taşımaz. Umarım Diyanet İşleri Başkanlığı da bilirkişi olarak davaya müdahil olmaz. Umarım Prof. Dr. Celal Şengör bu davayı kaybeder. Cezası paraya çevrilir veya ertelenir. Aksi halde Celal Hoca'nın tezleri kabul görüp Hazreti Musa'nın yaşamadığı, böyle birisinin tarih sahnesinde var olmadığı mahkeme kararı ile kesinleşirse bizim toplum bunu zor kaldırır. Seyreyle o zaman sen gümbürtüyü.

        

TARKAN KONSERİ UMUT OLDU

İzmir'in kurtuluşunun yüzüncü yılında 9 Eylül akşamı Gündoğdu Meydanı’nı dolduran milyonlarca (2 miyon) insan hep beraber şarkı söylemek için heyecanla Tarkan'ın sahneye çıkmasını bekliyordu.

"Ağlamadan ayrılık olmaz,

Hatıralar uslu durmaz.

Kalanlar gideni gönlünde taşır,

Aşk sevene yük olmaz.

Biz böyle bilir böyle yaşarız

O da biliyor."

Tarkan'la yaşlı genç hep birlikte coşkuyla söylenen şarkıda insanlar iktidarın sınırladığı özgürlüklere, yasaklara itirazı haykırıyor.

"Düştük evet ama kalkmadık mı?

Sen ferah tut içini.

Biz neleri atlatmadık ki?

Gitçek gitçek geldiği gibi gitçek.”

Alanı dolduran milyonlarca insan Tarkan'la aynı dileği paylaşıyor. Tarkan hepimiz için umut oldu.

                 

CIMBIZLI EKONOMİ

Ne atom bombası,

Ne Londra Konferansı,

Bir elinde cımbız,

Bir elinde ayna,

Umurunda mı dünya.

Fakirliğimizin nedenini ekonominin kötü yönetilmesine, enflasyonun yüksek olmasına, paranın alım gücünün düşmesine bağlardım Hiç de öyle değilmiş.

Cübbeli Mahmut'un fakirliğimizin nedenini namaz kılmamamıza, beynamaz olmamıza bağlıyor. Kendisinden dinleyelim:

"Şimdi diyorum ki imansızlıktan sonra en büyük günah namazsızlık. Yani yüzde 90'ı beynamaz. Ondan sonra diyorsun ki bu ekonomi neden böyle? Bizim ümmete Allah'ü Teala çok müsamaha ediyor. Eski ümmette belalar çok çabuk gelirdi ama bunların hepsinden daha büyük günah namazsızlıktır. Yüzde 90 diyorum, kimse bana ne yaptın diyemiyor. Ekmek bulduğuna yediğine şükret.”

Cübbeli Ahmet'in ekonomimiz ile ilgili yorumunu okuyunca, Orhan Veli'den esinlenerek yazımın başlığını CIMBIZLI EKONOMİ koydum. Haksız da sayılmam.

Gülümsemeyi unutmayın.