Meşhur Halk Filozofu Diyojen, Büyük İskender devrinde yaşamıştır. Dünyada hiçbir şeye değer vermemiş, ne mal ne mülk edinmemiştir. Bir rivayete göre  yan yatmış büyükçe bir fıçının içinde hayatını sürdürmüştür. Esprileri, nükteli sözleriyle hem sevilmiş hem de çok meşhur olmuştur. Öyle ki şöhreti İmparator Büyük İskender’in bile kulağına ulaşmış ve o da merak edip, bu garip filozofun ziyaretine gitmiştir.
*
İskender, Diyojen’in gariban hâline üzülmüş olacak ki bu zavallıya bir hayrımız dokunsun diyerek, “Dile benden ne dilersen” demiş. Diyojen, yardımcılarıyla başında dikilmiş duran İskender’e muhtemelen fıçısının içinden bakmış ve şöyle cevap vermiş: “Gölge etme, başka ihsan istemem"
*
 Winston Churchill eve sarhoş bir halde gelir. Bunu gören hizmetçisi dayanamamış ve Churchill'e   "Siz körkütük sarhoşsunuz!"  demiş ve cevabını almış:  "Siz de çok çirkinsiniz ama ben sabaha ayılmış olacağım..."
*
Napolyon'un esir olarak aldığı bir generale verdiği ayar gerçek bir efsanedir.
Esir general, ‘Siz para için savaşıyorsunuz biz ise şerefimiz için savaşıyoruz” der. Napolyon da "Doğru, herkes kendisinde olmayan şeyler için savaşır" der.
*
Bir rivayete göre İran Şahı, Yavuz Sultan Selim'e mücevherlerle dolu bir sandık gönderir.
Sandık açıldıkça değerli eşyalar ve değişik kokular çıkar. İran Şahı, meğer sandığın dibini dışkı ile doldurmuş. Yavuz Sultan Selim bu harekete yanıt olarak hemen gül kokulu lokumlardan hazırlatır ve elçi ile İran Şahı'na gönderir. Şah lokumları yer ve dibindeki not ile karşılaşır. O notta şöyle yazmaktadır: “Herkes yediğinden ikram eder…"
*
Söylentiye göre bir toplantıda bir genç, Mehmet Akif Ersoy’u küçük düşürmek için soru sormaya başlar ve aralarında şöyle bir diyalog gelişir: “Afedersiniz siz, baytar mısınız?" 
“Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?"
 *
Rivayete göre Bedia Muvahhit'i gören bir genç kız, gözleri şaşkınlık dolu bir ifadeyle Bedia Hanımın yanına gelir: “Ayy ben size hayranım Bedia Hanım. Ben de sizin gibi aktrist olmak istedim ama annem "Orospu olursun" diyerek izin vermedi. Bedia Muvahhit kıza şöyle bir bakar ve taşı gediğine koyar: "Peki sonra nasıl oldun?"
*
Necip Fazıl sakal bırakmış. Adamın biri de Necip Fazıl'ın yanına gelip "Maymun'a dönmüşsün" demiş. Necip Fazıl da adama arkasını dönmüş aynen şöyle söylemiş: "İyi o zaman başka tarafa döneyim…"
 *
Kulaklarının büyüklüğü ile ünlü Galileo'ya biri: “Efendim kulaklarınız bir insan için biraz büyük değil mi?” diye talihsiz bir soru sorar ve cevabını alır: "Doğru... Benim kulaklarım bir insan için biraz büyük ama seninkiler bir eşek için küçük sayılmaz mı?"
*
İsmail Dümbüllü sahnedeyken seyircilerden birisi sahneye hıyar atar. Dümbüllü de hıyarı yerden alır ve şöyle der: "Biri kimliğini düşürdü!"
*
O zamanın güzellik kraliçelerinden biri Albert Einstein’a kafayı takmış ve evlenmenin bir yolunu aramaktaymış. Konuşma fırsatını bulunca da yanına yanaşıp sormuş: “Biz neden evlenmiyoruz? Böylece doğacak çocuk zekasını sizden, görünüşünü benden alır. Mükemmel bir varlık getirebiliriz dünyaya!” Einstein da bu teklife cevaben kraliçeye aynen şöyle demiş: "Ya zekasını sizden, görünüşünü benden alırsa..."