Yüz kemiklerimizin içindeki hava odacıklarının aşırı mukus salgılamasına bağlı olarak bu bölgelerde ağrı, basınç ve akıntı oluşmasına ‘sinüzit’ deniyor. Genellikle üst solunum yolu enfeksiyonunun ardından geliştiği için kış aylarında sık görülse de, aslında bahar mevsimi de sinüzit için önemli bir tehdit oluşturuyor. Öyle ki baharda hava durumunda yaşanan dengesizlikler vücudumuzun üşüme-terleme döngüsüne girmesine yol açabiliyor. Böyle bir durumda hafif bir rüzgârda kaldığımızda bile sinüzit atağı hızla tetiklenebiliyor. Ayrıca bahar aylarında başlayan polen artışı nedeniyle alerjik rinitler alevleniyor ve alerjik zeminden köken alan sinüzitlere zemin hazırlıyor.

Sinüzit erken dönemde en sık burun tıkanıklığı, yüz ve baş ağrısı, burun ile geniz akıntısına yol açıyor. Kronikleşirse tablo daha da şiddetleniyor; gözlerde şişlik ile kızarıklık, göz kapağında şişlik ve şaşılık gibi görme bozukluğu da eşlik edebiliyor. Dahası, ilaç tedavisine yanıt vermeyen baş ağrısı, menenjit, hatta beyin iltihabına varan durumlar gelişebiliyor. Bu nedenle sinüzitte erken dönemde tedavi olmak ve yaşam alışkanlıklarında önlem almak büyük önem taşıyor.

Alerjinizi kontrol altına alın

Bahar ve yaz aylarında alerjik nezleyi alevlendiren başlıca etmen polenler olduğu için polen maruziyetini minimuma indirmeniz gerekiyor. Odanızda hepa filtreli hava filtreleme cihazları bulundurmanız fayda sağlayacaktır. Eğer alerjik nezleyi kontrol etmekte zorlanıyorsanız, doktorunuzdan ilaç desteği için yardım almayı ihmal etmeyin. Ayrıca polenlerin en yoğun olduğu 05:00-10:00 saatleri arasında mecbur kalmadıkça dışarıya çıkmayın. Eğer çıkmanız gerekiyorsa mutlaka maske ve gözlükle korunun.

Ani hava değişimlerine dikkat!

Ani hava değişimlerine karşı önlem almanız da dikkat etmeniz gereken bir başka önemli noktayı oluşturuyor. İnce bir üst kıyafet üzerine yine ince bir mont giymeniz, yanınıza şal ve şapka almanız sizi hava değişimlerine karşı koruyacaktır.

Başınızı sıcak tutun

Duş sonrasında, dışarı çıkmadan önce başınızın sıcak olduğundan mutlaka emin olun. Klasik ‘ıslak saçla dışarı çıkmamalısınız’ uyarısından öte, başınızın iyice ısındığından emin olmanız gerekiyor. Bunun için saçınızın sadece kuru olması yetmiyor. Çünkü saçınız kurumak için başınızın ısısını kullanacak ve başınız gövdenize göre daha soğuk olacaktır. Bu mekanizma da baş ağrılarını tetikliyor ve sinüzite de zemin hazırlıyor.

İrritanlardan uzak durun

Tekrarlayan sinüzit ataklarınız varsa, dikkat etmeniz gereken diğer bir konu da sinüs mukozalarını rahatsız eden kimyasallardan uzak durmak olmalı. Bu kimyasalların başında sigara dumanı geliyor. Diğer irritanlar arasında hava kirliliği, yüksek konsantrasyonlu deterjanlar ve çamaşır suları yer alıyor. Bunlara maruziyeti kesemiyorsanız mutlaka maske kullanmanız gerekiyor.

‘Burun duşu’ yapın

Basınç değişikliklerine dikkat edin

Soğuk algınlığı, nezle ya da alerjik alevlenme dönemlerinizde scuba diving ya da uçak seyahatleriniz varsa, bu etkinliklerinizi erteleyin. Normalde basınç değişikliklerinde, vücut boşluklarımızdaki hava genleşip büzüşüyor. Hastalık dönemlerinde ise bu dokular hem ekstra hassas oluyor hem de basınç değişikliklerine bağlı hava sirkülasyonunu yeteri kadar tolere edemiyor. Bu tablo da hastalığın uzamasına neden olarak sinüzit ataklarını tetikleyebiliyor.

Burun tıkanıklıklarını çözün