Bugün bir başka konu ile size merhaba diyorum... Önce çok merhaba ve çok selam, gününüz aydın olsun... Azıcık ukalalık yapmama izin verin, bu konulara kimse girmez zaten, giremez de...
Bugün şair ve şiirden söz edeceğim...
Belki bir günde türküler üstüne yazarız,  toroslardan, gözlerinden güneşin öptüğü kızlardan...
Çünkü gazeteci yazar arkadaşların  “asıl işleri” beyaz adamlara ve güç sahiplerine dost olmaya çalışmak, onlar ile görünmek, onların sofrasında bulunmayı marifet sanmak genelde...
Bazıları için çok önemli olmasa da, şiir okumak, şiiri sevmek şairleri tanımak insanın gönül dünyasında sahip olduğu güzel bir erdemdir...
Şairler beyaz devrimcileridir bulundukları çağın...
Şiir var ya dostum “şiir insanın” insan yanlarını daha çok geliştirir içini aydınlatır, merhametini büyütür...
Şair dünyayı bir merhamet yurdu, barış yurdu kılmaya çalışan kişidir...
Şairleri tanıyın, şiiri sevin ve günde birkaç şiir okuyun en azından akşamları... Mesela evli ise eşine, sevgilin varsa sevgiline, kızının saçını tararken kızına şiir okumayı görev say kendine...
Babalar zaman zaman kızlarının saçlarını taramalı, bunu da söylemiş olalım bu ara...  
Şairlerin dilinden hiç eksilmeyen söz barıştır... Sevgi Aşk en çok şairlerin şiirlerinde anlamını bulur...
Dünyada barışı şiddetle savunanlar, en çok şairlerdir...
Aslında şairlerin pek çoğu, sanki kutsal metinlerden söz ederler, bize şiirlerinde... 
Ekmek, alın teri emek, onların kullandıkları sözlerin başında gelir...
Onun için her zaman dediğimi bir daha diyeyim, şiiri sevmeyen şiir okumayan, ülkesinin şairlerini tanımayan, Mevla nadan Yunus Emreden haberi olmayan, safahattan birkaç şiir olsun okumayan insanlar, siyaset dünyasında olmamalılar...
Şehirlerin yönetimine talip olmamalılar...
Özelikle küçük kentlerde Belediye başkanlığı ve benzeri görevlere talip olanlara “şehir ahalisi şiiri sevip sevmediğini, şiir okuyup okumadığını, sormalı...
Ama ne yazık pek çoğumuz şiir okumanın, şairleri tanımanın hazzını tadamayan kişiler olduk...
Şairlerin dünya diye, dünya hırsı diye mal mülk edinme derdi diye bir şey yoktur... 
Yalnız bizim ülkemizde değil, bütün dünyada her zaman böyledir şairler...
Çünkü şiir yazmak şiir okumak çok büyük bir haslettir, o büyük hasletin sahipleri asla insanı üzmezler...
Zaman zaman yalnızlığı seçiyor olmaları, başka kişilerin suçuna ve günahına ortak olmamak içindir...
Şiir zincir zincir eklenmiş umuttur ülke üstüne insan adına...
Şiire uzak olanlar sevgiye ve aşka da uzaktırlar, mesela pek bilmezler kuşlara yem atmanın bir kutsal davranış olduğunu...
En çok hüzne, hüzün sahiplerine ev sahipliği yapar, yoksulların yetimlerin yanında durur şiir ve şair...
Yüreği acı dolu kadınlara sahip çıkar, onların acılarına ortak olur... Şair vurgunculara karşıdır dünyanın her yerinde...

Mesela ben gökdelenlerde oturan bir şair duymadım, çünkü onlar için oralar zalimlere aittir...
Şairleri ve şiiri hatırlamak dileği ile...