Vakitli vakitsiz böyle sözler düşüyor aklıma, çağın pisliğini zulmünü adaletsizliğini görünce onu kalbimde hissedince...

Allah’ım beni bağışla, bağışla beni Allah’ım, böyle bir çağda yaşıyor olmaktan üzgünüm... İçim acıyor, bedeli ödenmeyecek günahlardan işlemek düşüyor aklıma... Biliyorum elimde değildi bu çağda yaşamak, ne bileyim baştan şiir gibi anlatıyorlardı dünyayı...

Kuş sesleri ile çocuk seslerinin cıvıl cıvıl olduğu barış içinde yaşayan kişilerin olduğu bir gibi sanmıştım baştan... Sandım ki bütün çocukların karnı doyuyor. Herkesin sabahlayacak evi yiyecek ekmeği var, anneler huzur dolu evlerde yaşıyor...

Bunların yalan dolu masal olduğunu çok geç anladım Allah’ım ve gücüme gidiyor böylesine merhametsiz bir dünyada, merhamet yoksunu insanların arasında yaşıyor olmak...

Yağmur kokusuna kuş sesine hasret bıraktılar insanları...

Taş üstünde taş kalmasın, bağ bahçe beton yığını olsun istiyorlar şehir ahalisinin çoğu... Kulunum, inanıyor, iman ediyorum varlığına, büyüklüğüne kâinatın sahibi olduğuna, ama bazı kulların çok zalim çok adaletsiz, çok utanmaz ve görgüsüz, onların arasında yaşıyor olmaktan çok üzgünüm Allah’ım, zaten bu sana malum olan bir gerçek...

Mesela Allah’ım beyaz adam denenler Allah’ım beyaz adamlar, kendilerini Tanrı gibi takdim ediyorlar insanlara, dağ taş orman deniz bizim. Bizim olmalı diyorlar çekinmeden...

Biliyorsun Allah’ım, sonunda onların oluyor dağ taş orman, yer gök bu nasıl oluyorsa...

Sanki mahallenin köpekleri bile onlara havlamaz oluyorlar...

Ama Allah’ım böyle bir çağda yaşıyor olmak, bazılarının yaptığı zulmü haksızlığı adaletsizliği görüyor olmak beni üzüyor, içimi acıtıyor ve kalbi olan herkesi üzüyor çağın böyle olması, şehirlerin böyle yağma ediliyor olması... Çok üzgünüm...

Mesela siyaset insanı denenler Allah’ım yaptıkları her hizmeti yaptıkları birkaç adım yolu, birkaç kuruş yardımı durmadan halkın başına kakıyorlar. Sanki kendi paralarından harcamışlar gibi...

Şunu yaptık bunu inşa ettik bunu yıktık bunu götürdük diyorlar, sanki babalarının hayrına yapmışlar, sanki ay başında en yüksek maaş almıyorlarmış gibi... Bu insanlar ile aynı çağda aynı zaman dilimimde yaşıyor olmak kalbimi incitiyor üzülüyorum Allah’ım...

Biliyorum her çağda olanlara üzülen insanlar vardı, kulların vardı her çağda gördükleri zulme haksızlığa karşı susmayan...

Sanki bu çağ daha karanlık daha zalim daha çok görgüsüz ve duyarsız insanlar tarafından işgal edilmiş ve onlar tarafından ele geçirilmiş gibi...

Yani Allah’ım günümüzün Nemrutları günümüzün Firavunları daha çok abanıyorlar insanların üstüne... Geceleri tedirginiz, gündüzleri tedirginiz, uykularımızda tedirginiz...

İnsanlar uyumasın insanların huzur yok olsun diye, sabahlara kadar şehri alt üst eden, gürültü cehennemine çeviren kişiler var, senin kulun olduğunu söyleyen kimi zaman... Onlar ile aynı çağda güneşi görüyor olmak benim canımı acıtıyor Allah’ım...