Kusursuz insan yoktur.
Müritler, kusursuz bir insan yaratmayı bırakıp. 
Onu arşı alaya çıkarmak için uğraşıyorlar!
Yani adamı uçuruyorlar.
O uçtuğuna göre, onun peşine takılınca kendilerinin de şu ya da bu biçimde uçacağını sanıyorlar.
Birçok siyasetçiyi hatta lideri çok yakından tanıma fırsatım oldu.
Abartılara akıl fikir erdiremiyorum.
Dinlere de bir bakın.
Mümkünse inceleyin.
Binlerce din, her dinde de farklı mezhepler ve tarikatlar var.
Yetmedi.
Sayısız peygamber ve de peygamberlik iddiasında olan insanlar.
Acaba hangisi gerçekten Yaradan’ın dini?
Böyle bir soruyu kendisine soran var mı?
Herkes kendisine öğretileni, en doğru din olarak kabul ediyor.
Afrika’nın batısında bir ülkede, her kabilenin bile ayrı bir dini olduğunu medyadan öğrendim.
İstisnasız hepimiz, çocuk yaşta bize öğretilen şeylerin bir nevi tutsağı oluyoruz.
İşin çok daha çarpıcı yanı.
Dünyada hatta evrende yaratılmış her şeyin yaratıcısı olan Yaradan’ın öğretisi diye sunulan ve bu inanç içinde olan insanların özellikle de yakınlarımızın, dinsel inancına ve bütün ritüellerine yürekten inanıyoruz. 
Bu söylenenlerin ya da öğretilenlerin, gerçekten Yaradan’ın öğretisi olup olmayacağını düşünmenin bile günah olduğu söylendiğinden. 
Hangi inançtan olunursa olunsun, bütün bireyler, din bezirganlarının oyununa rahatlıkla gelebiliyorlar. 
Peygamberlerin çoğunun İsrailoğullarından geldiğini, Kabe’nin Müslümanlıktan önce de tavaf edildiğini. 
Kabe’yi Hz İbrahim ile oğlu İsmail’in yaptığını ve de defalarca yıkılıp yeniden yapıldığını kaç kişi biliyor?
İncil’in İsa’nın sağlığında değil sonradan yani bu dünyayı terk ettikten sonra, tabii söylenenlere ve yazılanlara göre, yeniden dünyaya dönüp bir mağarada dört havarisiyle birlikte annesi Meryem’e anlattıklarının İncil olarak aktarıldığı iddiası var..
Bu konuda çok farklı tartışmalardan söz edilebilir.
İsa’nın evli olabileceğinden tutun, annesi Meryem’in nişanlısı olduğu konusu bir de bir başka Meryem’in de sevgilisi ya da eşi olduğu yazılıyor.
Yani.
Bütün dinlerde ve tarihi olaylarda olduğu gibi, bir dini ne kadar derinliğine incelersen o kadar işin içinden çıkılmaz hale geliyor.
Ben de hiçbirinin içinden çıkabilmiş değilim.
Bildiğim tek şey.
Ortadoğu’da İsrailoğullarıyla başlayan peygamberliğin ve peygamber vasıtasıyla Yaradan tarafından kitap indirilmesiyle oluşan dinlere karşın.
Uzak doğuda, din adamları, ortaya koydukları kitapları, Yaradan’dan geldi deme yerine, Yaradan’ın sevgili kulu olmak için nasıl olmamız gerektiğini kendilerinin yazdığını söylemeleri bana daha ilginç geliyor.  
Ne ise.
Hıristiyanlıkta da bizdeki gibi farklı mezhepler var. Diğer dinlerde de var mı bilmiyorum amma, çoğunda çok farklı tarikatlar vardır!
İşte bu yüzden Ortodoks, Katolik, Protestan ve Gregoryen (Bu Ermenilerin inancı) diye farklı İncil’ler var. İncili kaleme alan dört Havari ise, Matta, Markos, Luka ve Yuhanna.
Çoğu peygamber, tıpkı padişahlıkta ve krallıkta olduğu gibi, peygamberliği babadan miras olarak aldığı gibi, neredeyse hepsi hükümdarlık yapmıştır!
Peygamberlere atfedilen mucizelere ise akıl fikir erdirmek mümkün değil!
Bir insanın 600-800-900 sene yaşaması mümkün mü?
Hem de tıbbın en geri olduğu dönemlerde!
Koskoca bir ırmağın bir asa ile ikiye bölünme imkanı var mı?
Fiilen bir insan Allah’ın oğlu olabilir mi?
Allah böyle bir şey yapar mı?
İşin ilginç yanı, kendi inandığımız dine toz kondurmazken, toz kondurmaya kalkana da yapmadığımızı bırakmazken, başka dinleri rahatlıkla eleştirebiliyoruz.
Tabii bunu yapmamızın amacı, onlarınkinin ne kadar yanlış, bizimkinin ne kadar doğru olduğunu ortaya koyabilmek için böyle bir eleştiri içine girebiliyoruz! 
Her toplumun her alanda, masallarla, hikayelerle, hurafelerle hatta uydurma kahramanlıklar ve kahramanlarla dolu bir geçmişi var.
Her ilde, ilçede hatta köyde bir ya da birkaç ermiş, evliya, enbiya var. 
Mezarı görkemli olana çaput bağlayıp ondan şu ya da bu biçimde medet umuyoruz.
Bu konuda, yanlış doğru bir sürü hikaye var.
Türbe diye dilek tutup dua edilen kimi mezarlarda eşek ölüsüne rastlandığına dair bir çok hikaye var!
Bu da bir hikaye.
Buna da ya inanırsın ya da inanmazsın.
Senin bileceğin iş!
Bu bakımdan.
Allah hepimize akıl fikir ihsan eylesin!
Acaba Allah, bu yalancıların yalanlarına inanarak, onları kendisiyle ilişkilendirenleri nasıl karşılayacak bilen var mı?
Demeyecek mi?
“Ben size beyin verdim.
Ne diye bir de aracı göndereyim.”
Bugün kitaplı kitapsız hangi dinden olursa olsun birine sorsanız “Yaradan’ın gerçek öğretisi hangisi” diye.
İstisnasız herkes.
“Bizimki” der.
Böyle demeye de devam edilecek gibi gözüküyor!