Ne demişler.
“Şeyh uçmaz, müritler uçurur.”
Salt dinsel anlamda, müritleri tarafından uçurulan şeyhlerden söz etmiyorum.
Öncelikle.
“ŞEYH” kelimesinin anlamını, Google den didik didik ederek arayıp bulduğumu itiraf etmeliyim.
Her konuda olduğu gibi.
Sadece dört harfli bu sözcük için bile, bir sürü anlam yüklenmiş! 
Seç seç al.
Hangisi işine geliyorsa onu kullan.
Örneğin.
Kur’an “OKU” diye başlıyor denir. 
“OKU” Dendiğinde.
Kitap mı?
Kitapsa hangi kitap.
Yoksa.
Tahsil yapmamız mı isteniyor?
Pek belli değil.
Belki de, “Bu kitabı oku”  yani, Kur’ anı sonuna kadar oku denmek istenmiş de olabilir!
Ama herkes, bu ve benzeri çok farklı da tanımlanabilecek hatta farklı anlamlar yüklenebilecek sözcükleri, bize işlerine geldiği gibi kullanabiliyorlar!
Hani.
“Adam ol baban gibi eşek olma.”
Cümlesinde, virgülü “ol” dan sonra, ya da “gibi” den sonra koyduğunuzda nasıl, birincide baba eşek, ikincisinde de babanın adamlığından söz edilirken, çocuğa da eşek olma dendiği gibi! 
Ama bu sözü söyleyenin hangi anlamda kullandığını bilmediğimiz halde, bu cümleyi kendimize göre yorumlayabiliyoruz.
Yaşlı kimselere mürşit dendiği gibi, veli ve pir de, mürşitle eş anlamlıymış.
Türkçede ise, er, eren, ermiş kelimeleri şeyh anlamına geliyor.
Mürşit, bir kabile veya grubun lideri, reisi, yönetici ve de devlet adamı anlamına da geliyormuş.
Bu açıklama çok daha hoşuma gitti.
Eğer şeyh bir grubu yöneten anlamına geliyorsa.
O zaman yönetilenler, yöneticinin müridi oluyor.
Bu yönüyle olaya bakarsak.
Ülkemizde şeyhten geçilmiyor demektir!
Dinsel alanda.
Müritler şeyhleri nasıl uçuruyorsa.
Siyasette de, 
Parti fanatizminin batağına saplanmış. 
Takım tutar gibi parti tutan partililer, 
Hem partilerini, hem de liderlerini uçurmakla meşguller!
Sosyal medyada. 
Hatta. 
Yaygın medyada.
Neredeyse her gün.
Bu rezillerin rezillikleri yani sözde tarikatların, sözde liderlerinin, yani şeyhlerinin yaptıkları rezilliklerden söz ediliyor! 
Bunların müritleriyle birlikte girdikleri cinsel içerikli sapık ilişkilerden tutun, bir sürü rezilliklerini, buraya yazmak istemiyorum.
İşin çok daha garibi.
Bırakın dinsel argümanlarla insanları olmayacak düşüncelere ve de eylemlere sürüklemeyi. 
Siyaset sahnesinde de, hem sol hem de sağ çizginin uç noktalarındaki yapılanmalarda, gençlerin beyinleri yıkanarak, toplumda çatışma ortamı yaratılıyor!
İnsanı karamsarlığa itense.
Böyle bir ortamda yetişmiş gençlerin çoğu, ömür boyu bulundukları yapıda ki öğretileri hiç sorgulamadıkları için, yaşlandıklarında da aynı aymazlıklarını sürdürebiliyorlar!

Şimdi size, siyasi bir yapılanmanın öğretilerinden bazı pasajlar sunacağım;
“…….. her fikrin yalan her düşüncenin hurafe ve safsata olduğuna yürekten inananın. “

“Teşkilatta demokrasi yok merkezi otorite ve o merkezi otoriteye mutlak itaat vardır. Lider ne diyorsa ne istiyorsa o olur. Lider ne yapıyorsa doğru olan odur. “

“Bizim hareketimizin temelinde ilminde aklında mantığında zekanın da işgal ettiği yer, inancımızın işgal ettiği yerin milyarda biri kadar bile değildir.”
İşte, ideolojik anlamda, gençliğin beyni, bu ve buna benzer şekilde yıkanıyor. 
                                                -DEVAMI SALI GÜNÜ-