Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 10’u kronik böbrek hastalığıyla mücadele ederken bu konuda önlem almanın önemi artıyor. Konuyla ilgili güncel tavsiyeler, böbrek hasarının önemli nedenleri olarak kabul edilen hipertansiyon ve kardiyovasküler rahatsızlık gibi diğer hastalıkların nasıl önleneceğine dayanıyor.

Sağlıklı böbrekler için dikkat edilmesi gereken noktalar

1) Düzenli su için

Su, böbreklerinizden sodyum ve toksinlerin temizlenmesine yardımcı olur. Aynı zamanda kronik böbrek hastalığı riskinizi de azaltır. O yüzden düzenli su tüketmek böbreklerinize yapabileceğiniz en büyük iyiliktir. Daha önce böbrek taşı olan kişiler, gelecekte oluşabilecek taş birikintilerini önlemek amaçlı su tüketimine ekstra özen göstermelidir. Günde 8-12 bardak su tükettiğinizden emin olun.

2) Kan şekerinizi kontrol edin ve kan basıncını izleyin

Hücreler kandaki glikozu kullanamadığında, böbrekler kanı filtrelemek için fazladan çalışmak zorunda kalır. Uzun süren bu çalışma, yaşamınızı tehdit eden bir hasara yol açabilir. Kan şekerinizi kontrol altında tutmak hasar riskini azaltabilir. Yüksek tansiyon da aynı şekilde böbrek hasarına neden olabilir. Kalp hastalığı, diyabet veya yüksek kolesterol gibi diğer sağlık sorunlarının yanı sıra yüksek tansiyon oluşursa, vücudunuz üzerindeki etkisi önemli olabilir. Yaşam tarzı ve diyet değişiklikleri bu noktada kan basıncınızı düşürmenize yardımcı olabilir.

3) Sigara kullanıyor musunuz?

Sigara içmek böbrek kanseri riskinizi artırır ve kan damarlarına zarar verir, bu durum böbreklere giden kan akışını yavaşlatarak böbreklerinizi etkileyebilir. Ayrıca, sigara içmenin yüksek tansiyonun tedavisinde kullanılan bazı ilaçları etkileyebileceğini unutmayın. Kontrolsüz yüksek tansiyonun böbrek hastalığının önde gelen nedenlerinden olduğunu hatırlatmakta fayda var.

4) Tuz tüketimine dikkat!

Tuz tüketiminin önerilen seviyelere düşürülmesi için dünya genelinde pek çok çalışma yapılıyor. Bu amaçla 11-17 Mart “Dünya Tuza Dikkat Haftası” olarak belirlendi. Tuzun zararlarını bilmemize rağmen ülke olarak tuz tüketimimiz maalesef düşük değil. Dünya Sağlık Örgütü, günde ortalama 5-6 gramdan az tuz tüketimini önerirken, ülkemizde bu rakam 18 grama kadar çıkıyor. Türk Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği’nin SALTürk-2 çalışmasına göre, diyetteki tuz kaynaklarına bakıldığında günlük olarak tüketilen tuzun yüzde 55.5 i yemeklere eklenen tuzdan, yüzde 31.9’u ekmek tuzundan, yüzde 12.6’sı ise sofra tuzundan geldiği gözlemlenmiş. Çalışmalara göre, diyetle alınan tuzun 10 gramdan 5 grama düşürülmesi inme riskini yüzde 23 ve kardiyovasküler hastalık riskini yüzde17 oranında azaltabiliyor. Bu konuda yardımcı olabilecek en önemli unsur baharatlar; üstelik baharatların sağlığımız için sayısız faydası var. Konuyla ilgili geçtiğimiz aylarda yapılan bir çalışmayı paylaşmak istiyorum: Washington Eyalet Üniversitesi’nde yapılan çalışmada, düşük sodyum diyeti uygulaması gereken 60 yaş ve üstü bireylerin, yemekler baharatlarla zenginleştirildiğinde tuz eksikliğini daha az hissettikleri görülmüş. Yemeklere az tuz eklemek için, yeni tarifler keşfedebilirsiniz. Yiyeceklere taze otlar, baharatlar, narenciye suları, sirke, sarımsak gibi eklemeler yaparak tuz tüketiminizi azaltabilirsiniz. Et/tavuk sosu yaparken tuz ve sodyum içermeyen baharatlar, biber veya limon eklemeyi deneyin. Et ve sebzeleri lezzetlendirmek için, tuz yerine pişmiş soğan ve sarımsak kullanabilirsiniz. Tuz yerine zerdeçal, kimyon, nane, kekik, sumak gibi birçok yararı olan baharatları değerlendirebilirsiniz.