Türkiye’de yoğun bir şekilde aşılama süreci devam ediyor. Aşı sırası gelenler hangi aşıyı olacağı konusunda tereddüt yaşasa da, uzmanlar ulaşılabilen ilk aşının ayırt etmeden olunması gerektiğini belirtiyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Biruni Üniversite Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Serap Yavuzer, Türkiye'de uygulanan aşıların virüsle mücadelede etkili olduğunu söyleyerek, aşıların ayırt edilmeden yapılması gerektiğinin altını çizdi.

"Özellikle riskli hasta grubu daha öncelikle aşılanmalıdır"
Doç. Dr. Serap Yavuzer, sözlerine şöyle devam etti: "Sinovac ve Biontech aşısı olunduğunda virüse karşı antikor oluşuyor. Her iki aşıda da sıklıkla benzer yan etkiler gözlenmekte olup sıklıkla kol ağrısı, ateş, hatta üst solunum yolu semptomları şeklindedir. Aşı olacaklar; daha önceden bilinen alerjileri var ise mutlaka aşı öncesinde belirtmeleri gerekir. Birçok hastada hem yan etkilerin hafif seyretmesi neden ile hem de doktora danışılmayan alerji varlığı aşı olmaya engel olmamalıdır. Herhangi bir özel hastalık grubunda aşıdan olumsuz etkilenme bildirilmemiştir. Özellikle riskli hasta grubu daha öncelikle aşılanmalıdır".

"Ulaşabildiğimiz onaylanmış her aşıyı sıramız geldiğinde yaptırmamız gerekiyor"
Biontech ve Sinovac aşılarının sonuç olarak bir virüs aşısı olduğunu söyleyen Doç. Dr. Yavuzer, "Aşıların belirli aralıklarla tekrarı ilerleyen dönemlerde mümkün olabilir. Şuan için ‘hatırlatma dozu’ tüm dünyada ve ülkemizde kesin netlik kazanmadı. Pandeminin devam etmesi durumunda; COVİD aşıları da grip virüs aşılarında önerildiği gibi her yıl tekrar edebilir. Aşı olsak da maske ve mesafe tedbirlerine salgın devam ettiği sürece uymalıyız. Yurt dışında maskeler atıldı gibi haberler geliyor, ancak bu ülkeler için bile kapalı alanlarda mutlaka aynı tedbirler devam ediyor. Pandemi olduğu sürece bütün tedbirlere uymalıyız. Toplum bağışıklığını en kısa sürede tamamlamak ve salgını bitirebilmek için bilinçli şekilde aşıları olmamız gerekiyor. Aşı seçmek yerine mümkün olduğunca ulaşabildiğimiz onaylanmış her aşıyı sıramız geldiğinde yaptırmamız gerekiyor" ifadelerini kullandı.

"Ülkemizde yapılan iki aşı da virüse karşı etkili"
İlk olarak ülkemizde Sinovac aşısı yapılmaya başlandığını hatırlatan Doç. Dr. Yavuzer, "Daha sonra Biontech aşısı da yapılmaya başlandı. İlk dozu hangi aşıdan olmuşsak ikinci dozda da aynı aşı olunması gerekmektedir. İki doz aynı aşıyı yaptırdıktan sonra üçüncü doz gibi ‘rapel yani tekrar dozu’ gündeme gelirse farklı bir aşı ile devam etmesinde sakınca görülmemektedir. Bunu da önümüzdeki günlerde oluşan mutant varyantlara karşı aşıların etkinlik verileri belirleyecektir. Ülkemizde yapılan iki aşı da virüse karşı etkili, sonuç olarak aşı virüsle mücadelede çok önemli" diye konuştu.

"Kişinin bağışıklık yanıtına göre aşının etkinlik düzeyi değişebiliyor"
Aşıların antikor koruyuculuğu olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Yavuzer, "Kişiden kişiye farklı derecede antikor oluşabiliyor. Kişinin bağışıklık yanıtına göre aşının etkinlik düzeyi değişebiliyor. Hastalık tüm insanlarda farklı seyrettiği gibi aşıların etkinliği de kişisel bazda değişebilir. Bazı özel hasta gruplarında ve buna yönelik ilaç kullanan kişilerde antikor oluşmayabiliyor. Aşı ile antikor oluşumu genelde aşının 2. dozundan yaklaşık 2 hafta başlamakta ve üç ay kadar da yüksek seyredebilmektedir. Ancak aynı hastalıkta olduğu gibi tecrübelerimiz ve literatür eşliğinde diyebiliriz ki altıncı aydan sonra hem hastalık hem de aşı sonrası oluşan antikor oranı düşmektedir. Aşı olanlar; antikor oluşma durumunu takip etmek yerine aşıdan sonra mutlaka devamlı tedbirlere uymaya devam etmelidir. Aşıların hastalık olmaya engel olmadığını bilmeliyiz. Aşı sonrası antikor oluşanlarda dahi tekrar hastalık olabileceğini ancak aşıların hastalığın belki bir nezle kadar hafif seyretmesine ve pandeminin kontrol altına alınmasına katkı sağlayacağını unutmamalıyız" açıklamalarında bulundu.