Genç yaşlarda sıklıkla adı duyulsa da çok fazla önemseyen 'prostat' kelimesi, ilerleyen yaş ile birlikte çok daha üzerinde durulması gereken sözcüğe dönüşebiliyor. Özellikle 50 yaşından büyük erkeklerin en önemli sağlık problemlerinin ilk sıralarında prostat kanseri yer alıyor. Erken dönemde genellikle herhangi bir belirti vermeyen prostat kanserinin teşhisinde en etkili yol ise düzenli kontrolden geçiyor.

"İlerlemiş kanserin en sık görülen belirtisi: kemik ağrıları"
Adatıp İstanbul Hastanesi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Murat Tolga Gülpınar, hastalığın ortaya çıkabilecek belirtileri ve takibi ile ilgili bilgilendirmelerde bulundu. Gülpınar, "Prostat kanseri, ileri dönemlerinde ağrılı idrar, idrar yapma zorluğu, idrarda kanama gibi belirtiler verebilir. Daha ileri evrelerde ise kanserin sıçrama yaptığı organa göre farklı belirtiler ortaya çıkabilmektedir. İlerlemiş prostat kanserinin en sık görülen belirtisi ise yaygın kemik ağrılarıdır. Erken dönemde belirti vermediği için prostat kanserinin erken teşhisi ancak düzenli kontrol ile mümkündür. Genel olarak 50 yaşından itibaren düzenli olarak prostat kanser taraması önerilmektedir. Özellikle ailesinde prostat kanseri öyküsü olanlarda ilk PSA değerlendirmesine muhakkak 40 yaşında başlanmalıdır" dedi.

"Tekrarlanan biyopsiler, komplikasyonları artırabilir"
Standart yöntemlerle yapılan prostat biyopsisi hakkında bilgi veren Doç. Dr. Murat Tolga Gülpınar, "Prostat kanseri tanısında, parmakla rektal yoldan prostat muayenesi ve kanda PSA ölçülmesi önemli klinik bilgi vermektedir. Şüpheli tanılarda kesin tanı konulması için prostat biyopsisi yapmak gereklidir. Standart prostat biyopsisi rektal yoldan yapılmaktadır. Makattan yerleştirilen ultrason cihazıyla prostat dokusundan ortalama 12 - 18 adet kor biyopsi yapılmaktadır. Şüpheli vak'alarda eğer kanser yakalanamazsa biyopsinin üç keze kadar tekrarlanması gerekebilmektedir. Bu tekrar durumu da bu işleme ait komplikasyonların artmasına sebep olabilmektedir" dedi.

"Hedefe yönelik akıllı biyopsi yöntemi"
Prostat kanseri için en iyi görüntü ve tedavi yöntemlerinin artık füzyon sistemleri ile sağlandığını kaydeden Gülpınar, şöyle konuştu:
"Hedefe yönelik füzyon prostat biyopsilerinde hastanın prostat yapısı, detaylı MR ile ortaya çıkartılmaktadır. Prostat içindeki şüpheli alanlar net olarak görüntülenebilmekte daha sonra bu görüntüler özel bir yazılımla ultrason cihazına aktarılmaktadır. Şüpheli alanların işaretlenmesini takiben özel tasarlanmış biyopsi aparatlarıyla gerçek zamanlı hedefe yönelik biyopsiler alınmaktadır. Şüpheli alanlar işaretlendiği için hata payı en aza indirilmektedir. Böylece direkt olarak hedefe yönelik biyopsi alınabilmekte ve tümör olması durumunda daha yüksek doğrulukla tanı konulabilmektedir. Bununla birlikte tekrar biyopsiye ihtiyaç oranları da oldukça az seviyelerdedir. MR füzyon biyopsi, prostat kanseri tanısında doğruluğu ve hassasiyeti en yüksek biyopsi yöntemidir."

MR füzyon biyopsi nasıl uygulanır
Hastalığın uygulanma yöntemi hakkında bilgiler veren Gülpınar, "Prostat kanseri şüphesi olan hastalardan öncelikle Multiparametrik MR ile detaylı prostat görüntüleri alınır. Bu görüntüler bilgisayar ortamında işlenerek 3 boyutlu prostat görselleri oluşturulur ve bu görsellerin içerisindeki şüpheli alanlar belirlenir. Daha sonra bu bilgiler füzyon cihazına aktarılarak gerçek zamanlı ultrason sırasında prostatın üzerindeki işaretli alanların görünmesi sağlanır. Hasta, işlem sırasında sedasyon olarak adlandırılan yarı anestezinin etkisi altındadır, işlem sırasında ve sonrasında hiçbir ağrı hissetmemektedir" ifadelerini kullandı.