Uyku apnesinin, horlamanın neden olduğu en önemli hastalıklardan biri olduğunu ifade eden Side Anadolu Hastanesi Kulak, Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzm. Op. Dr. Levent Dereköylü, "Uykuda solunumun durması olarak ifade edilebilir. Uyku esnasında nefesin durması ve yüzeysel hale gelmesi anlamına gelen uyku apnesi gece boyunca defalarca tekrarlayabilir. En az 10 saniye nefes alamamak uyku apnesi olarak adlandırılır” dedi.
Üç çeşit apne tipi olduğunu belirten Op. Dr. Levent Dereköylü, “Apnenin alt tipleri var. Birinci alt tip, Tıkayıcı Uyku Apnesi: Üst solunum yollarında tıkanıklığa yol açan faktörler nedeniyle ortaya çıkan tiptir. En sık gördüğümüz tiptir. Daha çok kulak burun boğaz doktorlarını ilgilendiriyor. İkinci alt tip ise Santral Uyku Apnesi: Merkezi sinir sistemindeki problemlerle kendini gösteriyor. Beyin solunumu kontrol eden kaslara uygun sinyaller göndermediğinde ortaya çıkan tiptir. Bu daha çok nörolojiyi ilgilendiriyor. Üçüncü alt bu iki tipi barındırmaktadır. Mikst Uyku Apnesi: Mikst uyku apnesi sendromu, kişide hem obstrüktif hem de santral uyku apnesi birlikte görülür” diye konuştu.

"Aşırı kilo uyku apnesine neden olabiliyor"
Uyku apnesinin nedenleri arasında ilk sırada aşırı kilo olduğuna dikkat çeken Dereköylü, “İlk sırada kilo var. Yaşla ilgili durumlarda söz konusudur. Çocuk yaş gurubundaki en büyük neden geniz eti ve bademciklerin büyük olması. Yetişkinlerde ise aşırı kilodur. Boyun ve yüzdeki anatomik değişiklikler. Burunda kıkırdak eğriliği. Birtakım antidepresan ve sakinleştirici ilaçlar kullanmak da bazen uyku apnesine neden olabiliyor” dedi.

"Ani ölümlere neden oluyor"
Uyku apnesinin erkeklerde daha sık görüldüğünü belirten Dereköylü, şu ifadeleri kullandı:
"Genellikle tespiti kişilerin yakını tarafından yapılıyor. Bununla birlikte ağız kuruluğu, baş ağrısı, uyku hali ve dikkat eksikliği ile de hastalık kendini gösteriyor. Birtakım yan etkileri bulunmaktadır. Apne ciddi bir sorundur. Bazen kardiyovasküler sistemi olumsuz etkilemektedir. Ritim bozukluğuna, tansiyon problemlerine neden olmaktadır. Çok ciddi durumlarda uykuda ani ölümlerle bile sonuçlanabilir. Vücuttaki tüm sistemi etkileyebiliyor. Bu yüzden tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Hafife almamız gerekiyor." Başlangıç aşamasındaki apnelerin kendiliğinden geçebileceğine dikkat çeken Dr. Dereköylü, “Eğer hasta fazla kilosunu verirse. Egzersiz yapmaya başlarsa ve diyetine uyarsa. Bununla birlikte ileri seviyede olan hastalarda daha farklı tedaviler uygulanmaktadır. Gerekli testler yaptıktan sonra hastayı uyku testine yönlendiriyoruz. Hasta yaklaşık bir gece altı saat uyku laboratuvarında monitörize ediliyor. Hastanın bir saat içinde ki uyku durumunu test ediyoruz. Oksijen düzeylerine bakıyoruz. Parametreye göre hastanın durumunun orta, hafif şiddetli olup olmadığını test edip tedaviye başlıyoruz” dedi.