Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Alanya Temsilciliği üyeleri çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve ücretlerin düzenlenmesi talebiyle iş bırakma eylemi yaptı. ALKÜ Hastanesi önüne kadar yürüyen ve burada toplananlar adına açıklama yapan SES Alanya Temsilcisi Zehra Ayata, tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin ağır çalışma koşulları, uzun nöbetler, eksik istihdam, sağlıkta şiddet, özlük haklarının aşındırılması nedeniyle zor durumda olduğunu söyledi. Ayata, “Genç hekimler başta olmak üzere sağlık emekçileri ülkeyi terk etmekte çareyi arıyor. Ağır çalışma koşulları ve mobbing etkisi ile intiharlar yaşanıyor. Uzun nöbetler sonrası uykusuz kalanlar trafik kazalarında yaşamlarını yitiriyor. Yüzlercemiz pandemi ile mücadelede yaşamını yitirdi. Yüz binlercemiz enfekte oldu. Bu da yetmezmiş gibi yoksulluk sınırının çok altında, açlık sınırının biraz üzerinde kalan düşük aylık gelirler ile hepimiz birden geçinemiyoruz demeye başladık. Evet artık bıçak kemiğe dayandı. Onun için iş bırakarak, alanlara çıkarak uyarıyoruz. İktidarın savunuculuğunu yaptığı ve uyguladığı sağlık sistemi toplum sağlığı için artık önemli bir risk halini aldı. Bu sistemin yürütülmesi olanaksızlaştı. Korona virüs salgını mevcut sağlık sisteminin, toplum sağlığını korumak bir yana daha da riske attığını çok acı bir şekilde önümüze koydu. Halkın sağlığını tehlikeye atan bu sağlık sisteminin yürütücüleri, iş özel sağlık işletmeleri ve zenginleri korumaya yönelik politikalara gelince hiçbir sınır tanımadı. Salgın döneminde dahi bu anlayışından vazgeçmedi” dedi. 
“HALK SAĞLIK HİZMETLERİNE ERİŞEMİYOR”
Sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin salgın döneminde canla başla çalışırken aynı zamanda işsizlik, işten atılmalar ve yoksullukla karşı karşıya bırakıldığını vurgulayan Ayata, “Halk sağlık hizmetlerine erişemiyor. Kronik hastalığı olanlar bile bu pandemi sürecinde tedaviye ulaşamıyor. Halkın verdiği vergiler yetmezmiş gibi 14 kalemde katkı katılım payları ilave ücretler alınıyor. İlaçlar ödeme kapsamından çıkarılıyor. Çok sayıda ilaca erişememe hali yaşanıyor. Artık yaşamımıza bile mâl olan bunca sorunumuzu duymazdan, görmezden gelen iktidar, aslında her şeyi görüyor ve biliyor. Uyarıyoruz, Torba Yasa kapsamında gündeme gelen mevcut teklifin altında ve tüm işkolu emekçilerini kapsayacak tarzda bizlerin TBMM’ye gönderdiği ve muhalefet partileri tarafından kanun teklifi olarak sunulan, emekçilerin ekip olma prensibine uygun herkesi kapsamayan hiçbir teklifi kabul etmiyoruz. Sorunlarımız çok fazla ve çok yol kat etmemiz lazım. İfade ettiğimiz köklü çözümü elde edinceye kadar acil olarak çözülmesini istediğimiz taleplerimiz şunlar: 
Özelleştirme politikalarından vazgeçin. Koruyucu sağlık hizmetlerini önceleyin. Tüm işkolu emekçilerine emekliliğe yansıyacak yoksulluk sınırı üzerinde temel ücret uygulamasını başlatın. Güvencesiz, gerçekdışı bahanelerle işimizden edildiğimiz ve köleliği dayatan çalışma koşullarına son verin. Güvenceli çalışabilme koşullarını sağlayın. Şiddete karşı etkili yasa, güvenli işyerleri sağlıklı çalışma ortamları oluşturun. Covid-19 başta olmak üzere meslek kaynaklı hastalıklara karşı bütüncül bir meslek hastalıkları yasası, ağır ve tehlikeli işler kapsamında faaliyet yürüten tüm işkolu emekçileri için 5 yıla 1 yıl yıpranma payı verin” diye konuştu.