Çoğu zaman diyoruz bu ülkede iyi şeyler olmuyor ve bu gidişin sonu iyi değil diye... Sesimizi duyan olmadığını bildiğimiz halde, bir daha bir daha diyoruz bu gidişin sonu iyi değil diye...
İnsanlık felakete doğru hızla sürükleniyor beyler ve ülkenin gittiği yer sadece uçurum demeye gönlüm razı değil, ama maalesef öyle...
Hepimizin günahı var bu gidişata, özellikle ülke adına insanlık adına söz edenlerin...
Sizlerin beyler, sizlerin daha çok günahı ve suçu var bu gidişatta, insanımızın felakete kötülüğe sürüklenmesinde...
Duymak isterseniz sizeydi sözüm şehrin din adamları imamlar müftüsü ve vaiz hocaları... Sahi sizler ne yapıyorsunuz hangi sözü söylüyorsunuz bu gidişat konusunda... İnsanlar diyorum insanlar kendilerini tüketiyor, insanlar insanlıktan uzaklaşıyor gözümüzün önünde...
Sadece namazdan duadan ve insanları yeni yapılacak camilere yardıma çağırmakla olmuyor... Sesinizi yükselmeniz gerek, yangının büyüklüğünü bilmeni ve söndürmek için ne yapılacaksa yapmanız gerek... Mahallenin ya da cemaatin seçkinleriyle oturup kalkmakla olmuyor bu işler...
Size gelince ey siyaset insanları, ey partililer devleti idare edenler, etmek için sırada bekleyenler “Farkında mısınız?”  insanımız her gün daha zalim daha kaba daha görgüsüz daha merhametsiz daha utanmaz oluyor, olmuyor mu?
Her akşam haberleri dinlerken, insanımızın düştüğü durumu görünce içime boğum boğum acılar doluyor, sizin dolmuyor mu?
İyi değil bu gidişin sonu, bu gidiş insanlığı ve ülkeyi hızla uçuruma doğru sürüklüyor... Denebilir ki, yalnız biz değiliz gidişatı iyi olmayan bütün dünya iyi yolda değil filan değil denir belki...
Derim ki, biz bütün dünya değiliz, zira bizim geçmişimiz tarihimiz, yine tarihin tarihçilerin anlatımı ile, sadece iyilik dolu merhamet dolu insani hasletler ile dolu, merhamet dolu bir ecdadın ülkenin çocuklarıyız biz...
Bunca lafı neden ettim sizce?
Hani şu Halil Sezai denenen utanmaz merhametsiz “sözde sanatçı nın ” 67 yaşındaki yaşlı adamı sokak ortasında evire çevire küfür ede ede dövüşünü televizyonda gördüm ya, vallahi utandım, billahi utandım...
Ve sordum kendime “ne ara bu ülke insanı bu kadar zalim oldu?” diye... Artık bu manzarayı ülkenin her şehrinde, şehirlerin her sokağında görmekteyiz ve bunları görmek benim canımı acıtıyor insanlık adına, ülkem adına inancım ve dinim adına...
Gencecik kız çocuklarının başına gelenler, kadınlarımızın sokaklarda öldürülmesi, çocukların sahipsiz ve kimsesiz kalması elbette insanın canını acıtıyor, tabi insansa...
Yazıklar olsun bunlara seyirci kalanlara, bize ne diyenlere...