Hz. Mevlana  ne demiş,
“Ben dostlarımı ne aklımla ne kalbimle severim 
Olur ya kalp durur…
 Akıl unutur…
 Ben dostlarımı ruhumla severim 
O ne durur, nede unutur…”
Sevgi insan içinde bir yastık gibidir, hepimiz zaman zaman o yastığa yaslanmak ihtiyacı duyarız, o yastığa yaslandığımız zaman da kendimizi daha bir güven içinde hissederiz, bir başka mutluluk hissi duyarız, gökyüzünde bulutlara çıkarız, güneşin ışıklarını bir başka güzel görürüz, çiçeklerin kokusunu hissederiz içimizden eşi benzeri olmayan duygular geçer, tüm kötülükleri unutup hep iyi şeyler düşünürüz. Yaşamım boyunca en çok ihtiyaç duyduğum şey sevgi olmuştur. Bunun tüm insanlar için de aynı olduğunu düşünüyorum, eğer bu gün yaşıyorsam, bir şeyleri başarıyorsam, çoğu zaman mutlu oluyorsam, içimde yaşama sevinci duyuyorsam, yaşamdan keyif alıyorsam, en önemlisi ruhsal açıdan kendimi sağlıklı hissediyorsam bunun nedeni hep sevgi olmuştur. Sevgiyi en çok ihtiyaç duyduğumuz zaman hissederiz, sevgiden yoksun ortamlardan bilinçaltı kaçmak isteriz, oraya ait olmadığımızı, istenmediğimizi hissederiz, hep öyle yapmadık mı? İnsan ruhunu olgunlaştıran manevi gıdaların en önemlisi kuşkusuz sevgidir, özellikle bu manevi sevgiyi çocuklarımızdan esirgememek lazım. Çocuk ruhunda her türlü iyiliği güzelliği filizlendirecek şey sevgidir. Sevgiden mahrum yetişen çocuklarımız katı yürekli olmaya çok daha yatkındırlar.  Sevgi insana sürekli bir şeyler öğretir, tıpkı bir öğretmen gibidir sevgi, sevginin insandaki olumlu etkilerinin yaşama nasıl yansıdığını anlatan bu satırlar sevginin yüceliğini ortaya koymaktadır. Bu sözler bize hiç yabancı değil, seven insan daha pozitiftir, daha üretkendir. Çünkü sevgi eyleme dönüşmüş değerler bütünüdür. Yaşamdan keyif almak istiyorsanız birilerine bir şeyler vermelisiniz, birilerini sevmelisiniz. Sevgi, insan tarafından bir başka insana verilen karşılıksız armağandır.