Alev Uzunbaş

26 Yaşında ticarete sıfır sermaye ile atılan, çiftçi bir ailenin çocuğu olan Yakup Peker,  ticari hayatını, tespitlerini ve hayallerini Gerçek Alanya Gazetesi’ne anlattı.

Çiftçi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen ve çok zor koşullarda köy okullarında okuyan 30 yaşındaki Yakup Peker, hayatının 26 yılını sorguladıktan sonra ticaret yapmaya karar vermiş.
“İlk işe başlarken inanın sermayem yoktu” diyen Yakup Peker, 4 yıl gibi kısa bir sürede Gıda Toptancılığı, Ambalaj ve Temizlik Ürünleri, İletişim sektörü, Restaurant işletmeciliği, Emlak Danışmanlığı ve Rusya’ya ihracat yapmaya başladı. 
Yakup Peker, ticarete nasıl başladığını, karşılaştığı sorunları, tespitlerini ve hayallerini Gerçek Alanya Gazetesi’ne anlattı. 

-Sizi tanıyabilir miyiz?

Gazipaşa’nın Karatepe köyünde doğdum. Son 15 yıldır hayatımı Alanya’da geçiriyorum. Alanya Ticaret Lisesi mezunuyum. Ticaretle uğraşıyorum. 4 Yıldır kendim ticaret yapıyorum. Çeşitli sektörlerde şirketlerim var. Gıda toptancılığı, ambalaj ve temizlik malzemeleri, yaş sebze ve meyve İhracatı yapıyorum. İletişim üzerine bir firmamız var. Şimdide Cuma Pazarı’nda Peker Fast Food’un işletmeciliğine başladık daha yeni. Girişimciyiz, yeni ve farklı şeyleri keşfetmekten mutlu oluyorum. Çalışmayı seven biriyim. 

-Restaurant işine nasıl girdiniz?

Bu biraz zorunluluktan oldu. Ticaretin cilvesi diyelim. Hayalimiz vardı ama bu kadar yakın bir zamanda olacağını düşünmüyorduk. 

-Genelde Türkiye’den giden gıdaları Rusya geri gönderiyor. Siz bu tür sorunlar yaşıyor musunuz?

Manisa’dan Moskova’ya üzüm gönderiyoruz. Domates sezonunda domates gönderiyoruz. Mevsimine göre meyve ve sebze gönderiyoruz. Orada şöyle bir sıkıntı var. Karşıdaki partneriniz iyi değilse sorun yaşıyorsunuz. Dışarıdaki partnerinizin sağlamlığıyla ilgili, ayrıca Türkiye’deki üretim tesislerindeki ürünlerin standartlarıyla ilgili bir sıkıntı var. Hem malı tedarik ederken çok ciddi bir çalışma yapmanız lazım, hem sevkinden sonraki partnerinizle diyalogunuzun sağlam olması lazım. Doğrusunu söylemek gerekirse,  Türkiye’den  iç pazardan daha kolay. İç pazarda çok küçük lokal işlerle uğraşıyorsunuz, enerjinizi detaylar yoruyor. Ama orada blok satışlar var. Yani ne kazanacağınızı
kestirebiliyorsunuz, öyle sürpriz bir şey çıkmıyor karşınıza. 

-Türkiye’deki siyasi kriz ihracatı nasıl etkiledi. Rusya, Türkiye konusunda tedirgin mi?

Türkiye’deki ve dünyadaki siyasi gelişmeler çok önemli rol oynuyor tabi. Amerika’nın Rusya’ya uyguladığı ambargo Türkiye’deki talebi artırıyor. Avrupa mallarının girişlerini zorlaştırıyor Rusya. Hal böyle olunca da Türkiye’den talep oluyor. Ama ikinci bir sıkıntı, talepten ziyade oradaki ekonomik sıkıntı  da önemli oluyor. İstikrarın olmadığı dönemler girişimciler açısından çok zor dönemlerdir. Rahat önümüzü görebileceğimiz ortamların olması, yeni kararların ve atılımların olabileceği zamanlar oluyor. Ama yarının ne olacağını bilmemek mevcut yatırımlarımızın devamıyla da ilgili sıkıntılı olabiliyor. 

-Alanya’da müteşebbis ruhunun olmamasını neye bağlıyorsunuz?

Evet haklısınız Alanya’da müteşebbis ruhu gelişmiyor. Bu benim şahsi fikrim; Burada hazır yenen bir şey var. Burada emek yok. Arsa payının çok yüksek olması  ve turizm Alanyalıların risk alma yeteneklerini ortadan kaldırıyor. Yani mevcudiyette olan varlıklarını korumak istiyorlar. Üzerine koymak yerine, onunla yetinmekle kalıyorlar. İlersiyle ilgili düşünceleri yok. Alanya’da çok uzun soluklu bir firma yok. Çok hızlı değişebiliyorlar, günlük firmalar çıkabiliyor. Tabi burada Alanya’nın imajla ilgili de sıkıntı yaşanıyor. Biz işletmeciler açısından çok sıkıntılı bir bölge Alanya. Alanya merkezli bir firma olmanın çok büyük bir ağırlığı ve sorumluluğu var. Burası çok dejenere olmuş. Dışarıdan büyük bir mal almaya kalktığınız vakit, sizin uzun vadeli olmayacağınızı düşünüyorlar, böyle bir algı oluşmuş. Bu konuda haklılar çünkü, neredeyse 5 yılı geçen bir firma yok Alanya’da. Dolayısıyla ihracat yaparken değil ama yurtiçinde ticaret yaparken sıkıntı yaşıyoruz.  Günü kurtarma, müteşebbis ruhunun olmaması , birde dışarıdan göç geliyor. O insanların burada çok hızlı bir şekilde mesafe almak istemeleri  nedeniyle gerçekten iş yapmak isteyenleri zorluyor. Bu nedenlerden ötürü benim Alanya ile ilgili bir hedefim yok. Benim hedefim önce ulusal sonra uluslar arası bir sistem oluşturmak. Biz 4 yıl içerisinde  minyatürü oluşturduk.  Allah sağlık verirse, şartlar el verirse, ekonomide istikrar olursa, tabi ki daha hızlı yol alınır. Gitmese dahi bizler krizlerden fırsat oluşturmayı öğrendik. Şu an bünyemizde 40 kişi çalışıyor. Ama hedefimiz daha çok insan çalıştırmak inşallah. Bizim patronculuk ya da zenginlikle ilgili bir çabamız yok. 

-Ticaret yapmaya nasıl karar verdiniz, kaç yaşındasınız?

10404164_10153214900934280_6778197407383641335_n.jpg26 Yaşında böyle bir şeye karar verdim. Şu an 30 yaşındayım.  Benim ailem çiftçi. Ben şunun hesabını yaptım hep; hayatımı bir cetvel üzerine koydum. 26 yaşına kadar olan kısmına baktım. Kendime ve etrafımdaki insanlara fayda derecesini ölçtüm. Baktım ki, kendime bile faydam yok. En hızlı yol alınabilecek yerin ticaret olduğunu düşündüm. Maaşla çalışırsam ne yapabilirimi sordum kendime. Hayallerimi ne kadar gerçekleştirebilirimin hesabını yaptım. Mevcut koşullarda ve Alanya ortamında hayallerimi gerçekleştiremeyecektim. Burada kendimizi ifade edebileceğimiz kurumsal firmalar da yok. Gerçekten çok zeki, akıllı, yetenekli insanlar var. Ama doğru ortamları, doğru noktaları bulamadıkları için istenilen verim alınamıyor. Ve kendilerini ifade edemiyorlar. Bunu birebir yaşayan insanlardan biriyim. Kendimizi ifade edebileceğimiz en doğru ve hızlı yol ticaretti. Kendime bir program yaptım. Bu program üzerinden başladık.  

-Sermayeniz var mıydı?

İnanın yoktu. Bir şeye başlamak için her şeyin para olmadığını biliyorum. İllaki azda olsa bir şeyler gerekiyor ama, çoğunluğu para değil. İkili ilişkiler, güven. Sermayeniz itibar, güven ve insan ilişkileri olmalı. Sermaye sınırsız bir şey.  Rakamlarla ilgili bir şey. Bununla ne kadar bir şey yapılabilir?...  Mesela 250 bin lira sermayeli bir iş. Bununla ancak 250 bin liralık iş yaparsınız. Bunun üzerine itibarı, güveni ve insani ilişkileri koyarsanız ancak bir şeyler yapabilir ve başarıya ulaşabilirsiniz. Ben de tek başıma başladım. İnandığım hayalime etrafımdaki insanları da inandırarak başardım. 

-Ticarete ilk hangi iş koluyla, nasıl başladınız?

Gıda toptancılığı ile. Önce restaurantlara onların gereksinim duyduğu gıdaları vermeye başladık. Daha sonra bunu biraz daha geliştirdik. Bir restaurantın gereksinim duyduğu her şeyi tedarik etmeye başladık. Sonra dayım yanıma geldi, sonra diğer dayım da yanıma geldi. Kardeşim geldi, sonra bizi seven arkadaşlarımız geldi. Güç birliği yaptık yani sermaye anlamında değil, çevremizi, pazarımızı kurduk. Ben finans ve muhasebe anlamında yetenekli biriyim. Dayımın belli bir çevresi var. O orada başarılı. Bir arkadaşımız dış pazarda yetenekli. Aslında biz yeteneklerimizi sermayeye dönüştürdük. Yetenekli ve profesyonel insanları bir araya topladık. Riski ben alarak mesafe aldık hep beraber. Pekeroğlu Group Şirketler Topluluğu benim tek başıma yaptığım bir oluşum değil,  kendi alanında yetenekli ve profesyonel 10 kişilik bir kadro ile birlikte toplam 40 kişilik bir ekibin başarısıdır. Şu anda yaklaşık bin noktaya ulaşıyoruz. Bu kadar kısa bir sürede bin kişiye ulaşmak tamamen ekibimizin başarısıdır. Benim hayat felsefemde bencillik yok. Biz varız. Ne yaparsanız yapın, yapacağınız işi insanlarla yaparsınız. Önce insanlara değer vermek gerekiyor. Hak ettikleri neyse karşılığında onu vermek gerekiyor. Onlar varsa biz varız. Bunun bilincinde olmak lazım. 

11896177_10153503426724280_7614317459327369846_n.jpg

-Çok genç yaşta ticaret yapmaya başlayınca hayatınızda neleri değiştirdin?

Ben hayatımda hiçbir şeyimi değiştirmedim. Bin, bin beşyüz lira maaş alır gibi yaşıyorum. Hayatımla ilgili hiçbir değişiklik yapmadım. Biz öyle egosu yüksek insanlar değiliz. Ben geldiğim yeri biliyorum.

 

 

-Peki, sizin gibi ticaret yapmak isteyen ya da yapan genç arkadaşlara neler önerirsiniz?

Korkmasınlar. Ben çok korkardım. Konuşmaktan korkardım. Birazda baskıcı bir toplumun getirdiği bir şey. İnsanlar kendilerini ifade edebilsin rahatlıkla. Kendilerinin farkına varsınlar. İnsan önce kendini keşfetmeli. Neyi başarabileceklerini keşfetsinler. Hiçbir işe yaramayan insan yok, kendini tanımayan insan vardır. Allah herkese bir yetenek vermiştir mutlaka. Bu ticaret olur, başka bir şey olur. Korkmasınlar. Sonuçta hayat çok kısa, ne kadar faydalı olabilirler bunu iyi hesaplasınlar. İyi bir şey yapmak istiyorlarsa zaten olur. Ama basit yollardan kazanmak istiyorlarsa o olmuyor. Bunu bilsinler. Hayat biraz da niyetle alakalı bence. Niyetleri iyi olsun her şeyden önce. 
-Son sözlerinizi alabilir miyiz?
Alanya için çok çalışmalıyız. Biz çok az çalışıyoruz, çok uyuyoruz. Alanyalılar özellikle çok az uyumalıyız. Gece uyumuyoruz, gündüz uyuyoruz. Dolayısıyla sağlıklı düşünemiyor, fikirler üretemiyoruz. Bu da tembellik yapıyor. Oysa çok çalışmamız lazım. Siestayı bırakmamız lazım. Bir de en büyük hayalim ve amacım; kent merkezinin dışında köylerde,  okumak isteyip de imkanı olmadığı için okuyamayanları tespit etmek, onlara bu fırsatı vermek istiyorum. Çünkü, benim çocukluğum köyde geçti. Öyle büyük zorluklarla okula gidip geldik ki…  Allah izin verirse, ileride bununla ilgili bir vakıf kurmak istiyorum. 

Pekeroğlu Group’a nasıl ulaşabilirsiniz:  

Sugözü mh. (Çevre yolu) 1016 sk.

No:2 Akbulut Apt. Kat:2 No:5 (PSY Gıda)    ALANYA

İletişim: 0 242 519 39 69