Röportaj: Berker PAKNA

Alanya’nın tanınmış kuaförlerinden Osmaniye Kurşun’un katkılarıyla Alanya’ya gelen Dünya Yaşlılık Derneği ve Dünya Markalar Derneği Başkanı Umut Çınar ile dobra dobra bir söyleşi gerçekleştirdik. Dünya’nın yaşlandığını ve şu anda turizmde oluşan sıkıntıların ancak Sağlık Turizmi ile atlatılabileceğini söyleyen Çınar çok önemli açıklamalarda bulundu.

- Merhabalar öncelikle sizi tanıyarak başlayalım röportajımıza?

İsmim Umut Çınar. Ben Dünya Yaşlılık Derneği ve Dünya Markalar Derneği’nin başkanıyım. Aynı zamanda bu iki derneğin kurucusuyum. Yıllardır Türkiye’de ve dünyada yaşlılar ve marka olma üzerine konularda mücadele ediyorum. 

- Ne zaman kuruldu Dünya Yaşlılık Derneği ve işlevi nedir?

Dünya Yaşlılık Derneği 2011 Şubat ayında açıldı. Dünyada iki defa yılın derneği seçildik. Bir defa da yılın projesi ödülünü aldık. Yurt dışında ve Türkiye’de ülkemizi başarıyla temsil ediyoruz. Biz yaşlılığa bambaşka gözlerden bakıyoruz. Biz yaşlılığa yaş alma olarak bakıyoruz. O yüzden tüzüğünde çocuk, engelli ve yaşlı olan tek derneğiz. Biz yaşlılara genç büyükler diyoruz ve dünyada genç büyükler ile alakalı zirveler yapıyoruz. 

- Projeleriniz neler peki?

Bu sene Dünya Yaşlılık Derneği ve Dünya Markalar Derneği olarak hem Miami’de hem de Las Vegas’ta Dünya Markalar Zirvesi’ni yapacağız. Buradaki amacımız, dünya yaşlanıyor. Biz yaşlılığın bir sorun olmadığını tüm dünyaya anlatacağız. Bizim aslında her şeyi anlatan bir sloganımız var. “Yaşlılık ikinci çocukluk yaşamıdır. Farkı yaşanmışlıklardır.” Çocuğunda yaşlının da bakıma ihtiyacı var. Ama yaşlılık biraz negatif gibi gözüküyor biz bunu pozitife çeviren bir grubuz. Örneğin huzur evi değil, yaşam evi ifadesini kullanıyoruz. Dernek olarak, Umut Çınarı ismiyle yaşam evleri ve bakım evleri açıyoruz. 

- Nedir bu Umut Çınarı biraz açabilir misiniz?

Tabi ki. Dünya’da sağlık turizmi çok önemli bir konsept haline geldi. Artık yaşlılığı fırsata çevirmek gerekiyor. Türkiye’de yaşlı bakımcıları çok önemli birer değer. Bu proje ile birlikte, dünyadaki insanları yaşlı bakım teknikerlerimizin kontrolünde Türkiye’de ağırlıyoruz. Ama biz yaşlıları tek başına değil, çocuklarıyla torunlarıyla birlikte ağırlamak istiyoruz. Çünkü hiç kimseyi birbirinden soyutlamaya gerek yok. 

- Peki Dünya Markalar Derneği nasıl kuruldu peki?

Dünya Yaşlılar Derneği, dünyada marka olunca bizde 2014 yılında Dünya Markalar Derneği’ni kurduk. Türkiye’de ve dünyada marka olan ya da marka olma sürecini oluşturan gruplara yardımcı oluyoruz. Aslında şöyle söyleyecek olursan Türk Malı’nı değil Türk Markaları’nı dünya da temsil ediyoruz. Bununla ilgili olarak da Kasım ayında Dünya Markalar Zirvesi’ni Las Vegas’ta yani dünyanın en önemli markalarını dünyanın en marka şehrinde düzenleyeceğiz. Ve bu markaları Türkiye olarak ağırlayacağız. Şu anda çok büyük bir talep var. Marka demek güven demektir. Markasını oluşturan her kurum aslında güven oluşturuyor demektir. Bu da doğal olarak satışlara yansıyor. Biz aslında bir nevi Türkiye’yi bir marka haline getirmeye çalışıyoruz. İnsanlar kendilerine ne kadar yatırım yaparlarsa o kadar başarılı olurlar. Yaşlanan bu dünyada eğer ülke olarak marka olabilirsek, bu durumdan Sağlık Turizmi’nde yararlanabilirsek oldukça fayda sağlarız. Görüyorsunuz ki otellerimiz kışın boş. Eğer bu otelleri kışın rehabilitasyon merkezi şeklinde kullanabilirsek, bugün turizmde yaşanan sorunların en aza ineceğini düşünüyorum. 

- Şu anda Alanya’da olma sebebiniz bir fizibilite çalışması diyebilir miyiz?

Evet denilebilir. Sağlık Turizmi’nde Alanya çok önemli. Özellikle İskandinav ülkelerinde 4 ay gece olduğu için, İskandinavlarda çok büyük sıkıntılar oluşuyor. Sedef hastalığı boy gösteriyor. Psikolojik sorunlar yaşıyorlar. Alanya bu insanların kışın Türkiye’ye gelmesi için çok uygun bir yer. Alanya’nın doğal kaynakları o insanlar için oldukça iyi ve uygun. İnanç Turizmi’ne de uygun bir bölge. Her şeyi devletten beklemeden Sivil Toplum Kuruluşları olarak bizim de Alanya’yı bu turistlere anlatmamız lazım.

- Türkiye’de sadece bir tane Yaşlılık Bilimi Bölümü var diye biliyorum. Bunun sebebi nedir?

Türkiye eskiden genç bir nüfusa sahipti. O yüzden de Gerontoloji yani Yaşlılık Bilimi bölümlerine ihtiyaç yoktu. Ama dünya gibi Türkiye’de yaşlanıyor. Bu nedenle de bu bölüme ihtiyaç doğdu ve Akdeniz Üniversitesi’nde açıldı. Bundan sonrada yaygınlaşarak devam edecektir diye düşünüyorum. Eğer bizim projelerimiz hayata geçer ve Sağlık Turizmi ön plana çıkarsa gerontologla ve yaşlı bakım teknikerleri de iş bulacaklar ve bu bölümlerden mezun olan arkadaşlarımız işsiz kalmayacak. Yaşlı Bakımı geleceğin mesleği. Az öncede söyledim dünya yaşlanıyor. 2050 yılında, yaşlı nüfusla çocuk nüfusu eşitleniyor. Artık Türkiye’de 80’leri bulan bir ortalama yaşam süresi var. O yüzden yaşlı bakımı çağın mesleğidir diye düşünüyorum.

- Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Başından beri söylediğim gibi dünya yaşlanıyor ve biz bunu ülke olarak bir fırsata dönüştürmek zorundayız. Yaşlı Bakımı teknikeri ve Gerontolog arkadaşlarıma ricam kendilerini geliştirsinler. Geliştirsinler ki ülkemize Sağlık Turizm’i için gelen yaşlı turistlere hizmet verebilsinler. Alanya, Antalya ve Anamur bölgesi bu konu için oldukça elverişli o nedenle bu projeleri el birliğiyle hayata geçirip Alanya’yı bir Sağlık Turizm’i merkezi haline getirebiliriz. Kendimi anlatma fırsatı verdiğiniz için de ayrıca teşekkür ederim.