Röportaj: Alev Uzunbaş

Ev hanımı olan Meryem Demir, Esra Göğün ve Deniz Özdemir,  önce hayal ettikleri Düş Bahçesi Sanat Evi’ni açarak ev hanımlarına Ahşap Rölyef, Nakış, Osmanlı Sanatı Katı, Miyuki ve Telkari sanatı öğreterek,  hem el becerilerini geliştiriyor, hem de aile bütçesine katkı sağlanmasına imkan tanıyorlar.

Down sendromlu çocukların psikolojik ve zihinsel olarak da gelişmelerine katkı veren üç ortak, kursiyelerle birlikte yaptıkları el sanatlarını öğretmenler gününe yetiştirmek amacıyla yoğun bir şekilde çalışıyorlar.

-Sizleri  tanıyabilir miyiz?

Meryem Demir: Eşimle birlikte butik işletiyoruz, aynı zamanda yeminli tercümanlık yapıyorum. Almanca, Türkçe. Arkadaşlarla birlikte otururken böyle bir yer açalım diye düşündük. Hayaldi gerçek oldu. Hem boş zamanlarımızı değerlendirelim, hem yeni bir şeyler öğrenelim, hem yeni arkadaşlıklar öğrenelim istedik.  Yeni bir şeyler öğrenelim derken de arkadaşlıkların, dostlukların pekiştiği bir yer oldu.

Esra Göğün: Sanatın, hobinin, arkadaşlığın pekiştiği, yeniliklerin ve eski el sanatların günümüze taşındığı bir yer açmak istedik. Düş Bahçesi Sanat Evi’ni bu şekilde kurmaya karar verdik.  

Deniz Özdemir: 3-4 senedir el sanatlarına yönelik kurslara gidiyorduk. Baktık ki, bunun sonu olmayacak. Gidiyoruz, öğreniyoruz ama kendi adımıza bir şeyler yapmak istiyorduk. Öyle bir oluşum oldu. Sonra arkadaşlarla kendi aramızda böyle bir yer açmaya karar verdik. Bir yer bulalım dedik. Aslında esprisini yaparken gerçek oldu. Çok fazla üzerine düşmediğimiz bir şeydi ama ortaya Düş Bahçesi Sanat Evi çıktı. En azından bir şeyleri kafamızda canlandırıp hayata geçirmek istedik. Yerimiz vardı, eşyalarımızı koyduk, kursiyerlerimiz geldi, hocamızı bulduk. Yavaş yavaş şekilleniyoruz. Daha çok yeniyiz. Nisan ayında Düş Bahçesi Sanat Evi’ni açtık. Yaz dönemi nedeniyle çok aktif olamadık. Ama bundan sonra aktif olarak çalışacağız. 

-Neler yapıyorsunuz?

Esra Göğün: Ahşap Rölyef, Nakış, Miyuki (Boncuk, takı sanatı), seramik bebekler, filografi, doğum günlerine, kına gecelerine özel kokulu sabunlar, nikah şekerleri yapıyoruz.  Osmanlı Sanatı Katı (Kağıt rölyef) dersleri veriyoruz. Quilink (Telkari). Aynı zamanda kağıt rölyef dersleri de veriyoruz. Türkiye ve dünyada yeni olan el sanatlarını, unutulmuş el sanatlarını da takip edip Düş Bahçesi Sanat Evi’nde uyguluyoruz.

Deniz Özdemir:  Yaz döneminde de Alanya Engelsiz Yaşam Evi’nde gönüllü olarak çalışmalar yaptık. Engelli çocuklarla , down sendromlu çocuklarla taş boya sanatını gerçekleştirdik. Megamal’da sergisini yaptık. Çocukların zihinsel ve psikolojik olarak büyük destek oldu. 

1-007.jpg

-Kaç kursiyeriniz var, sadece kadınlara mı kurs veriyorsunuz?

Esra Göğün: Genelde kadınlara hitap ediyoruz. Ama çocuklarımız da var tabii. Şu anda yaklaşık 10 kursiyerimiz var. Ancak, 10 kursiyerimizi aynı anda almıyoruz. Onları grupluyoruz. Çok daha rahat bir şekilde ve normal yaşamlarını da aksatmayacak bir plan ile kurslarımızı sürdürüyoruz. 

Deniz Özdemir: Ortaklar ve hocalar olarak biz her gün buradayız. Cumartesi günlerini de çalışan bayan kursiyerlerimiz  ve çocuklara özel olarak kurs veriyoruz. 

-Kurslarınıza katılmak için kriterleriniz veya şartlarınız var mı?

Meryem Demir: Biz Sanat Evi olarak hizmet veriyoruz. Üç arkadaş, üç ortak olarak Düş Bahçesi Sanat Evi’ni açtık. Ev hanımı olarak katılmak istemeyen, kendini geliştirmek isteyen, iş stresini atmak isteyen, yaratıcılığını artırmak isteyen, sosyal bir ortamda bulunmak isteyen, yeteneklerini keşfetmek isteyen herkes bizim kurslarımıza aylık çok cüzi bir ücret karşılığı katılabilirler. 

-Sizin kursiyerlerden bir beklentiniz olmuyor mu, katkı yada yardım gibi?

Meryem Demir: Kesinlikle hayır. Sadece aylık olarak çok cüzi bir ücret karşılığı kurslarımıza katılabiliyorlar. Burası paylaşım yeri. Yeri geliyor bizde onlardan bir şeyler öğreniyoruz. Bir araya gelince çok daha güzel şeyler çıkıyor ortaya. Yapacakları el sanatlarına göre malzemelerini kendileri karşılıyorlar. 

2-008.jpg

-Peki, ev ekonomisine katkı sağlamak isteyen kursiyerleriniz için sergi yada satış olanağı sunacak mısınız?

Esra Göğün: Çok ürün hazırlarsak sene sonu bir sergi açılabilinir. Sergi de herkes kendi yaptığı el sanatını istediği fiyata satabilir  ve bu şekilde ev ekonomisine katkı sunabilir. 

Meryem Demir: Bizim amacımız insanlara bir şeyler öğretmek. Ve onlardan da bir şeyler öğrenmek.  Evde oturmak yerine burada el sanatlarını geliştirebilirler. Evde oturan bayanlara imkan sunuyoruz. Çalışan bayanlara hafta sonu bir meşgale, bir uğraş sunmuş oluyoruz. Aynı zamanda çocuklar için de çok öğretici, eğitici ve zihinlerini açan bir uğraş oluyor.

Deniz Özdemir: Biz çok kar amacı güden bir işletme değiliz. Öyle oluyor ki, bizimle birlikte el sanatları yapan kursiyerlerimizle arkadaş gibi oluyoruz. Biz börek yapıyorsak, diğer kursiyerimiz kek yapıp getiriyor. Arkadaşlıkların oluştuğu, dostlukların pekiştiği bir ortam oluyor aynı zamanda. 

Esra Göğün: Ben aynı zamanda çocuk gelişimciliği bölümü mezunuyum. Çocuklara bir şeyler öğretmek istiyorum. Mesela taş boyama sanatı çocuklarda inanılmaz kaslarını kuvvetlendiriyor, hayal dünyalarına katkı sağlıyor. 

Meryem Demir: Örneğin evlerde bir sürü şey atılıyor. Duvarda duran tabloyu bayatlamış fasulyeden yaptık. Yine duvarda asılı olan nazar ağacı ise atılmış ekmek tahtası. Eskileri atmıyoruz. Onları tekrar burada boyayıp, ekonomik olarak dönüştürebiliyoruz. 

-Sergi açmayı düşünüyor musunuz?

Meryem Demir: Şu an öğretmenler gününe hazırlanıyoruz. 

-Peki, yetkililerden istediğiniz bir şey var mı?

Meryem Demir: Canları sağ olsun. (Gülüyor)

Esra Göğün: Yılın belirli zamanlarında kermes yapmak için bize de bir yer ayarlayabilirler. 

Deniz Özdemir: Kursiyerlerimizin yaptıkları el sanatlarını ev ekonomisine katkı olarak döndürmek gerekiyor tabi. Bunları yapıp yapıp evlerine götürmeleri onlara hiçbir şey kazandırmaz. Bu el sanatlarını satışa sunmaları için yılın belli zamanlarında yada üç ayda bir kermes için yer verebilirler.