Anne Sebile, baba Osman Akay İstanbul’a mal almaya 15 yaşındaki Onur ile gidiyor. Modelleri, tarzı Onur seçiyor. İstanbul’daki tekstil fabrikalarından iş teklifi aldığını söyleyen Onur Akay, kendisine ait toplam 160 tasarıma imza atmış. Onur’un en büyük hedefi kendi tasarladığı kıyafetleri, kendi markası altında dikip satışa sunmak.  Henüz lise öğrencisi olan Onur Akay, hedeflerini ve hayallerini Gerçek Alanya Gazetesi’ne anlattı.

-Ticarete nasıl başladınız?

Anne Sebile Akay: Oğlum Onur’un isteği üzerine giyim mağazası açmaya karar verdik. Onur, 3 yaşında evimizin duvarlarına çizimler yapardı. Yaptığı çizimlerde detaylar vardı. Ta o zaman anlamıştım yetenekli olduğunu. Kaldı ki, babasının deri atölyesinde çıkan atık derileri toplar ana okulu öğretmenine etek tasarlayıp hediye ederdi. Mendillere, havluların eteklerine çeşitli boncuklar dikip farklı tasarımlar yapardı. 

-Tasarım, stilistlik konusunda bir eğitim aldın mı, yada bir kursa katıldın mı?

Onur Akay: Hiçbir eğitim almadım. Okuduğum okulda tasarım dersleri vardı. Bunun dışında her hangi bir kursa katılmadım. İnternetten kendimi geliştirmeye çalıştım. Annem ve babamla İstanbul’dan mal almaya gittiğimizde oradaki firmalardan iş teklifi aldım. Birkaç firmaya yaptığım tasarımları gönderiyorum. Şu an onlar dikimde. 

-Peki, kendini nasıl geliştirdin?

Onur Akay: Moda tasarımı konusunda beğendiğim modacılar var. Mesel Bilkent Üniversitesi Mimarlık bölümünden 2. Yılında ayrılıp İstasyon Sanat Akademisinde Moda Tasarı eğitimi alan Hakan Akkaya’yı beğeniyorum.  Bu arada ben de önce mimarlık okumak istiyordum. İç mimar olmak istiyordum. Ama daha sonra moda tasarımında ilerlemeye karar verdim. Cengiz Abazoğlu’nu beğeniyorum.  Beğendiğim moda tasarımcılarını internet inceliyorum. Aslında çizimlere nasıl gölge verdiklerine bakıyorum.

-Kendi tarzını oluşturacaksın yani…

Onur Akay: Kesinlikle ben kopyacı olmak istemiyorum. Kendi tarzımı ortaya koyarak kendi markamı yaratmak istiyorum.  Önümüzdeki günlerde Cadde İstanbul Mağazamızı arkaya doğru biraz daha büyütmek istiyoruz. Ardından birkaç yıl sonra ise kendi tasarladığım kıyafetleri kendi atölyemde dikerek farklı ürünlerle müşterilerimize hitap etmek istiyorum. 

-Kadınları giyim konusunda nasıl değerlendiriyorsun?

Alanya’daki en büyük eksiklik şu; hemen hemen tüm giyim mağazaları aynı kıyafetleri mağazalarında satışa sunuyorlar. Sadece fiyatlar farklı. Bizim mağazamız Başkent Hastanesi, Vergi Dairesi  hizasında bulunmasına rağmen Mahmutlar, Konaklı gibi uzak yerlerden sabit müşterilerimiz var. Sahil kenarında bulunan otellerden bize alış veriş yapmaya gelen turistler var. Bizim tarzımızı seviyorlar. Mesela İstanbul’dan mal alıyorduk. Bazı ürünlerimiz diğer mağazalarla aynı olunca bundan hoşlanmıyorum. İzmir’deki tekstil sektörünü inceledim. Çok güzel tarzlar var. Bundan sonra İzmir’den de ürün alacağım.  

-Sence kilolu bayanlar nasıl giyinmeli?

Kesinlikle bol, büyük kesimden kaçınmalılar. Dökümlü ve dar kesimler çok daha şık durur. Üst bedenleri kilolu ise koyu tonları tercih etmemeliler. Alt bedenleri içinde açık tonları tercih ederlerse çok daha şık ve derli toplu durur. 

-Peki, zayıf bayanlar nasıl giyinmeli?

Onlarda kilolu bayanların tam tersi bir tarz izlememeliler. Alt beden dar olabilir ama kesinlikle üst beden için bol ve dökümlü giyinmeyi tercih etmemeliler. Zayıf bayanlar kesinlikle koyu renkten özellikle siyahtan kaçınmalıdır. Bir de giyim tarzında şu yanlışlar yapılıyor; Üst beden desenli oluyorsa, alt bedeni de desenli tercih ediyorlar. Ya alt beden yada üst beden desenli olmalı. Karşınızdaki insanı da yormamış olursunuz. 

-Son olarak neler söylemek istersiniz?

Modayı çok seviyorum. Tasarım yapmayı çok seviyorum. Kadınları giydirmek onlara kombin yapmayı seviyorum. Allah nasip ederse, iyi bir moda tasarımcısı olmak istiyorum. Marka ismim hazır. Tasarımlarım da hazır. Birkaç yıl içerisinde kendi tasarladığım ve diktiğim ürünlerle markamı oluşturmak istiyorum.  

 

Editör: TE Bilisim