Televizyonda, sosyal medyada her gün karşımıza birbirinden farklı reklamlar çıkıyor. Bu reklamlar yiyecek, içecek, mobilya, tekstil, parfüm, araba gibi birçok ürün tanıtımını içeriyor. Bizlere ürünü anlatıyor. Çekici özelliklerinden bahsediyor. Neden almamız gerektiğine dair vurgular yapılıyor. İndirim var, bir evin olmazsa olmazı, anneler günü, yılbaşı, sevgililer günü gibi çeşitli sloganlar kullanılıyor.
Peki bu reklamlar sadece ürünleri pazarlamaktan başka bizlere ne anlatıyor? Toplumsal yargılar, cinsiyet rolleri, dönem koşulları gibi özellikler ışığında bazı noktalara dikkat çekmek istiyorum. Toplumsal cinsiyet, biyolojik cinsiyetten farklı olarak toplumsallaşma süreci içerisinde öğrenilen ve içselleştirilen bir kavramdır. Yani kadın ve erkek rollerinin toplum tarafından belirlenmesi. 
Kadın evinin işlerini yapan, çocuklarıyla ilgilenen ve belli başlı bazı özelliklere sahip olması gereken kişi olarak görülürken erkeğin de evine para getirme ve güçlü olması gerektiği bir misyonu vardır. Bu özellikler yazılı kurallar değildir ama herkes bunu kabul eder ve tüm kadın ve erkeklerin buna uygun davranmasını bekler. İşte reklamlar da toplumun bu yargılarını ve değerlerini medyaya yansıtan bir unsur.
Toplumsal değişimlerle birlikte; medya, toplumun ilgisini çekebileceği içeriklere yer vermektedir. Bu sayede tüketimi arttırmayı hedeflemektedir. Özellikle anneler günü, babalar günü, sevgililer günü gibi özel günlerde ürünlerin alınmasının karşımızdaki kişiye verdiğimiz değerin bir ölçüsü gibi göstermektedir. Annelerimize ev eşyası almak veya babamıza saat almak gibi örnekler gösterilebileceği gibi sevgilimize tek taş almak da bunun örneğidir. Bu hediyelerin alınmadığı özel günlerde sanki hayatımızdaki insanları sevmiyormuşuz gibi algılanabiliyor maalesef.
Bunların dışında reklamlara bakıldığında ev eşyaları reklamlarında genellikle kadınların oynadığını; araba, iş gibi güç ifade eden ürünlerde ise erkeklerin oynadığını söylemek mümkündür. Işte bu da ilk başta toplumsal cinsiyet yargılarımızın birer yansımasıdır. Medyada ideal kadın ve ideal erkek resmediliyor. Ideal kadın bakımlı, güzel, fit bir görünüme sahip, eşine hizmet eden ve reklamlardaki ürünleri kullandığı için oldukça mutlu olduğu simgeleniyor. Ideal erkek ise kaslı, yakışıklı, güçlü, bakımlı, arabası olan bir şekilde simgeleniyor. 
Tasvir edilen bu ideal kadın ve ideal erkeğe ulaşmak için de bizler reklamı yapılan veya medyada karşılaştığımız ürünleri kullanmamız gerekiyor. Her marka kendine ait sloganlarla bu mesajı vermeye çalışıyor. Toplumun veya tüketici kitlenin duymak istediği veya görmek istediği imgeleri kullanıyor. Bunu yaparken de oyuncular, mankenler veya çeşitli sporculardan destek alıyor. Reklamı yapılan ürünleri kullanarak bu kişilere kendimizi daha yakın hissediyoruz. Reklamcıların da yapmak istediği tam da bu aslında.
Bunların dışına çıkılan reklamlar yok mu? Elbette var. Ancak bunları televizyonlarda görmemiz pek de mümkün olmuyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğine önem verebilecek ve toplumda yaşayan herkesi etkileyebilecek bu içeriklerin değiştiği bir yıl olabilir mi acaba 2021? Ne dersiniz? Belki de böylece rol modellerimiz değişir, biz değişiriz. Biz değişince de toplum değişir.