Ülkemizde kadınlarda yaygın olarak görülen miyomlar genellikle sinsice ilerlerken, bazen de aşırı ve uzun süreli adet kanaması, yoğun kramplar, geçmeyen yorgunluk ya da anne olmanın önündeki engel olarak kendini gösterebiliyor.

Çoğunlukla muayene sırasında tespit edilebilen miyomlar her yaşta ortaya çıkabilse de, en yaygın olarak 30’lu ve 40’lı yaşlarda görülüyorlar. Rahmin kas dokusunda gelişen bu iyi huylu tümörler 50 yaş öncesi kadınların yüzde 80’ini etkiliyor.

Bu etkenler miyoma neden olabiliyor!

Yapılan araştırmaların; aile öyküsü, diyet, obezite,12 yaş öncesi adet görme ve hormonal dengesizlikler gibi nedenlerle miyoma yol açabildiğini gösterdi.

Klinik araştırmalara göre; yağlı yiyecekler, kırmızı et, alkol ve hatta kahve açısından zengin diyetler miyom gelişimine neden olabiliyor. Bu nedenle meyve ve sebzeler açısından zengin yemekler (özellikle narenciye, elma, lahana, brokoli ve domates) tüketilmesi gerekir. Araştırmalar, egzersiz sayesinde artan endorfin seviyelerinin de miyomdan korunmada yardımcı olabildiğini, normal D vitamini seviyelerine sahip olunmasının da 35-49 yaşlarındaki kadınlarda, miyom gelişme riskini yüzde 32 azalttığını gösteriyor.

Hiçbir şikayetiniz olmasa da dikkat!

Miyomlar yerleşim yerine göre; cinsel ilişki sırasında ağrı, kabızlık, karında dolgunluk hissi, sık ve/veya ağrılı idrara çıkma ve mesaneyi tamamen boşaltamama, düşük yapma gibi şikayetlerere neden olabilirler. Bununla birlikte hiçbir belirti vermeyen ve sinsice ilerleyebilen miyomlar ise normal jinekolojik muayenede tespit edilebiliyor. O nedenle düzenli muayene olmak, bazı şikayetleri normal olarak algılayıp hekime başvurmayı ihmal etmemek gerekir. Doktorunuz miyomunuz olduğundan şüpheleniyorsa, normal jinekolojik muayene sırasında yapılan ultrason muayenesinde miyomu  tespit edebilir. Ayrıca nadir de olsa MRI gibi bir görüntüleme yöntemi de teşhis için yapılabilir.

Bebek sahibi olmanızın tek engeli olabilir!

Miyomlar infertil kadınların yüzde 10'unda bulunur ve kısırlığın tek nedeni olabilir. Çünkü miyomlar rahim boşluğunu bozarak döllenmiş bir yumurtanın yani embriyonun rahim iç zarına tutunmasını zorlaştırabilir. Klinik çalışmalar; büyük miyomların (5 cm üzeris) ya da özellikle rahmin iç tabakasına yakın olanların, hamilelik ve doğumda sorunlara neden olabilme riski nedeniyle cerrahi olarak çıkarılmasını öneriyor.

Ameliyat yeni miyomların büyümesini engellemiyor!

Miyomlarınız küçükse ve size rahatsızlık vermiyorsa ya da başka sorunlara neden olmuyorsa, muhtemelen tedaviye ihtiyacınız yoktur. Miyomlar da ömür boyu büyümezler. Hormon üretimindeki azalma nedeniyle menopozdan sonra küçülme eğilimindedirler.

Kötü huylu tümörlere dikkat!

Hızlı büyüme gösteren miyomların kötü huylu değişim gösterme riski nedeniyle takip edilmesi önemlidir. İlk kez tespit edilen miyomlar 3-6 ay arayla tekrar değerlendirilir. Eğer bu değerlendirmede önceki muayeneye göre belirgin bir artış tespit edilmez ve hastamızın herhangi bir şikayeti ortaya çıkmaz ise yıllık rutin kontrol önerilir.