Geçmiş yıllarda hastane önlerinde yaşanan kötü örneklerin hatırlatıldığı açıklamada, Sağlıkta Dönüşüm Programı çerçevesinde 2005 yılında “Güvenli Kan Temini Projesi”nin hayata geçirildiği belirtildi. Açıklamada, bu proje ile 2005 yılından itibaren vatandaş ile kan bankaları arasındaki tüm parasal ilişkiye son verildiği, kan ve kan ürünlerinin temini görevinin Kızılay’a verildiği ve bu süreçle ilgili de tüm operasyonel maliyetin ise Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) bırakıldığı aktarıldı.

Açıklamada, Avrupa mevzuatıyla uyumlanan kanunun ise 11 Nisan 2007 tarihinde 5624 sayısıyla kabul edildiğine de dikkat çekildi.

"TÜM SÜRECİN MALİYETİNİ DEVLETİMİZ KARŞILAMAKTADIR"

"Hükümet, kan ve kan bileşenlerinin maliyetlerini yayımladığı Sağlık Uygulama Tebliği’nde (SUT) ilan etmektedir" denilen açıklama, şöyle devam etti:

"Kızılay, 4 bine yakın personel, 830’dan fazla araç ve 300’den fazla noktada aldığı kanları laboratuvarlarda testlere tabii tutmakta, testi geçen kanları özel torbalarına koymakta ve kendisinden talep eden hastanelere soğuk zincire riayet ederek ulaştırmaktadır.

Hastaneler, talep ettikleri her kan veya kan bileşeni için SUT’ta belirlenen tedarik süreci maliyeti (çalışanlar, laboratuvar, kan torbaları, soğuk zincir) ay sonunda Kızılay’a ödemekte, ardından ise bu ödemeye kendi giderlerini de ekleyerek SGK’ya fatura etmektedir. Dolayısıyla tüm sürecin maliyetini devletimiz karşılamaktadır. Haberlerde sözü edilen faturalandırma yöntemleri tamamen hastanelerin tüzel kişiliklerinin özelliklerinden ve hizmet alım esaslarının ayrıntılarından oluşmaktadır."

"KIZILAY TÜM BU İFTİRALARIN HESABINI YARGI ÖNÜNDE SORACAKTIR"

Yine aynı açıklamada, bazı basın yayın organlarında yer alan "Kızılay’ın topladığı kan bağışlarını hastanelere sattığı" gibi bir yaklaşımın sadece ve sadece iftira ve kötülükten ibaret olduğu belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:

"Bu yöndeki haberlerin gönüllü kan bağışlarını düşürebileceğini bile bile atılan bu iftirayı Kızılay karşılıksız bırakmayacaktır. Bazı hastanelerin belirlenen SUT fiyatlarının üzerinde faturalar kestiği ve yine özel hastanelerin 'bunu Kızılay’a aktarıyoruz' diyerek hastalardan farklı ücretler aldığı duyumunu aldığımız her durumda Sağlık Bakanlığına suç duyurusunda bulunulmaktadır. Kızılay zaman zaman vatandaşlara da böyle bir durumla karşılaştıklarında şikayette bulunmalarını hatırlatan duyurular yapmaktadır.

Gerçeklik bu olduğu halde, bunun tersini düşündürecek yayınlar çok açıkça ifade etmek gerekirse ahlaksızcadır. Sadece basın ahlak ilkelerine aykırı değil, evrensel ahlak ilkelerine de aykırıdır. Kızılay tüm bu iftiraların hesabını yargı önünde soracaktır." - İHA