Ülkenin bunca derdi sıkıntısı varken  “Bu yazı da nereden çıktı?” diyebilirsiniz... Doğru çok zamanlı bir yazı olmadığını bende biliyorum, ama arkadaşların ısrarla savunma ve kendilerini çok önemli kılma gayretleri bu yazının yazılmasını gerekli kıldı...
Biz diyorlar, biz Peygamber mesleğini icra ediyoruz diyorlar...
Gerçi bu ülkede neyin zaman neyin zamanı değil biliyor değiliz... Hiç bilmediğimiz kimi güçler gündemi belirliyor, bizde o gündemin içine kendimizi atıyoruz, kimisi cehennem gibi bu gündemlerin...
Konuya gelirsek!
Hani bu günlerde sağlık çalışanları için maddi yönden iyileştirici çalışmalardan söz ediliyor ya... Bu çalışmalardan hastanelerde cenaze yıkayan ve din hizmetlerinde bulunan arkadaşlar da yararlanmışlar ki bunlar yasaya göre sağlık çalışanı kabul ediyor aslında...
Bu yaralanmadan haber alan Gözcü gazetesi ortalığı ayağa kaldırıyor, Foks teve  haber yapıyor, doktora hemşireye bir veren devlet, hastanede cenaze yıkayan imama on veriyor diye, hatta daha yüksek rakamlar telefuz   ediyorlar...
Türkiye de basın ahlakı olmadığına inananlardanım önce bunu söyleyeyim... 
Birer çıkar şebekesi gibi ulusal gazetelerin hemen hemen her biri...Şimdi benim sözümden bin bir zorlukta ayakta kalmaya çalışan  yerel gazeteleri de onların içine katmaya kalkmayın...Zira biliyoruz onların ayakta kalmak için nasıl  gayret gösterdiklerini, simit çay  ile karınlarını doyurarak şehir ahalisine hizmet etmeye çalıştıklarını...
Bu haberi duyan din görevlisi arkadaşlar ve onların sendikaları “Haberlere direnmek adına” yaptıkları işin bir Peygamber mesleği olduğunu, onu kimsenin eleştirmeye hakkı olmadığını ısrarla savunuyorlar yazıyorlar söyleniyorlar...
Kendilerine bu yolun yanlış olduğunu, Peygamberliğin bir meslek olmadığını, böyle demenin böyle inanmanın büyük yanlış olduğunu söylesek de çok umurlarında değil... Yanlışlarını savunmaya devam ediyorlar...
Öyle bir iddiayı doğru kabul etmemiz mümkün değil de “Haydi bir an doğru diyelim”  o zaman da, hanginizin hayatında Peygamberi bir duruş var, diye sorarız...
Bu işler öyle demekle olmuyor...Yoksulların yanında mazlumların yanında ihtiyaç sahiplerinin yanında olmayı kabulleneceksin önce...
Kuşu ölen bir  çocuğu teselli etek için evine giden bir Peygamberin yolunu, mahallesinde kim aç kim tok kim yetim bilmeyenlerin temsil etmesi konusunda büyük endişelerimiz var...
O peygamber ki, ümmetinin yaşamı üstünde bir yaşama sahip olmadı, ümmetinin komşularının oturduğu evlerden daha güzel evlerde oturmayı da...
Onun bütün yaşamı gayreti insandı ve bunu bir meslek olarak yapmadı...
Söylenecek söz çok da, demeyelim daha ötesini, desek de anlamak istemeyecekler...
Son söz; Peygamberliği  meslek kabul eden kişilerin ahaliye dinden söz etmesi çok acı...