Ben bir rüya gördüm bilmem siz de gördünüz mü? Hikmeti Tabiyeci’nin paylaştığı fotoğraflar vardı. Aynen öyle bir saray vardı. Böyle çok kötü olaylar oluyordu. Depremler, yangınlar, ölümler, yardım isteyenler, ölüme terk edilenler vardı. On ayrı ilde deprem oluyordu ancak arama kurtarma ve ilk yardımlar tam üç gün boyunca insanlara ulaşmıyordu.

Rüya bu ya, insanlar kendi çabalarıyla yakınlarını veya kendilerini enkazdan kurtarmaya çalışıyordu. Hatta başka insanlar yardım topluyordu, depremin olduğu yerlere gönüllüler gidiyordu. Hava buz gibi soğuktu ve insanlar kendilerini düşünmeyi bırakmış başkaları için yardımcı olmaya çalışıyordu.

Rüya ya bu, sarayda insanlar konuşuyordu. Siyaset gibi bir şey yapmaya çalışıyorlardı. Kralın soytarıları vardı ve kralın gönlünü hoş etmeye devam ediyorlardı. Kralını arayan, ondan yardım isteyen insanların sesini kral duymuyordu. Kral çıplak diyordu enkaz altındaki insanlar ama kral çıplak olduğuna inanmıyordu.

İnsanların haberleştiği yerler kapatılıyordu. Günlerce bazı hesaplar kapalı kalıyordu. Kral bunu da görmezlikten geliyordu. Top ile oyunlar oynanılan futbol diye bir oyun vardı. Orada insanlar krala ses çıkardıkları için cezalandırılıyordu. Ses çıkaranlar kınanıyor veya dışlanıyordu. Böyle öcü diyorlardı onlara.

Kral insanların yanına gidip para dağıtıyordu. Soytarılar yolları kapatıyordu. Sonra kral sarayına dönüp oradan konuşmaya devam ediyordu. Kimse saraya giremiyordu. İnsanlar evsiz kalmalarından çok sahipsiz kaldıklarına ve güvenlerini yitirdiklerine ağıt yakıyordu. Yakınlarını, anılarını, huzurunu, güvenliğini kaybediyordu insanlar.

Hatta çok ilginç günler sonra kral ve onun savaşçıları yardım topluyordu insanlardan. Burada çok enteresan şeyler oluyordu. Daha da değişik bir şey vardı. İnsanların güvendiği birkaç dernek vardı. Böyle gönüllü olarak çalışan insanların oluşturduğu ekip vardı. Herkes onlara yardım ediyordu, yardım gönderiyordu. Ama sonra öğreniyorduk ki sarayın odalarına saklanmış çadırlar, yemekler ve diğer ihtiyaçlar bu gönüllülere satılıyordu. İnsanlara ücretsiz verilmesi gerekirken günlerce verilmeyen yardımlar, yine insanların parası alınarak onlara veriliyordu. Hatta daha ilginç bir şey de kral görmezlikten geldiği ve ölüme terk ettiği insanlardan helallik istiyordu.

Sarayın dışındaki insanlar dayanışma içindeydi. Herkes birbirinin yarasını sarmaya çalışıyordu. Öyle ya Atatürk diye bir lideri söylüyorlardı. Yüz yıl önce yaptıklarından bahsediyor ve ondan güç buluyorlardı. Tahammülü kalmayan insanlar birleşiyor ve ses çıkarıyordu.

Böyle bir rüya gördüm. Uyandığımda gözyaşlarım durmuyor ve içimde dinmeyen bir acı vardı. Sanki 20 yıldır bir sürü şey olmuş da her geçen gün insan olmaktan uzaklaşmış bir kralın beni yönetmesi gibi bir acıydı bu. Siz de gördünüz mü bu rüyayı? Gerçekten bir rüya mıydı? Rüyadır elbet yoksa böyle şeyler nasıl gerçekten olabilir ki? Gerçekten olduysa artık hepimizin ‘’Kral çıplak’’ demesinin zamanı geldi. Ne dersiniz?