1.    Peygamberimiz Hz. Muhammed’in hicret’in 8. Yılında Mekke’ye giderken, yol üzerinde yavrusunu emziren köpeği görünce derhal Cuayl B. Süraka’yı çağırarak süt emen yavrunun önünde durmasını ve onu atlardan korumasını istediğini,

2.    Adı Murat Yalçın. 14 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen Soma Maden kazasından kurtulurken; 

•    “ Çizmemi çıkarayım mı? Sedye kirlenmesin” diyerek tüm Türkiye’ye insanlık dersi verdiğini.

•    O sözleriyle kömür karasına bulanan kalpleri çitileyen temiz yürekli, “ İhtiyaçlarını koruyan adam” olduğunu,

3.    İmam Gazali’nin kalemini okkadan çıkarıp tam yazı yazacağı sırada  kaleminin ucuna konan sineği fark edince, sinek uçuncaya kadar hareketsiz beklediğini,

4.    Edison’un bir sonbahar günü bahçesinde uçamayan ispinoz kuşunu görünce , yaralı olduğundan uçamayan kuşu tam 1,5 ay tedavi ettiğini ve yaptırdığı bir kafesin içine koyarak bir seyahat acentesiyle Güney Amerika’nın güneyine, ispinoz kuşlarının kışladığı yere kadar yolladığını,

5.    Adı Ahmet Yankın 16 Mayıs 2014 tarihinde meydana gelen Soma Maden kazasından kurtulunca;

•    Soma Faciasında şehit olan ağabeyi Nurhan Yankın’ın  tabutunu sardığı battaniyeyi yıkayıp, temizleyip ,kurutarak somada bulunan Kızılay yetkililerine teslim ederek,

•    “ İhtiyacı olan başka biri de kullanır” diyerek “Saf ve duru insan” modelini gösteren yiğit bir evlat olduğunu,

•    Soma Kızılay Şube Başkanı Aziz Günal’ın çok duygulanarak şöyle dediğini;

•    “ Battaniyeyi genel başkanıma teslim edeceğim, maden şehitlerimizin adına battaniyeyi genel merkezimize koymak isteriz”

•    Şu asalete bakın. Devletin kendisine verdiği battaniyeye bile kıyamayıp iade ettiğini,

•    Murat Yalçın’ın çizmelerinin ve Ahmet Yankın’ın battaniyesinin gönlümüzde kurduğumuz             “ Maden Şehitleri Müzesi” nin en müstesna köşesinde durması gerektiğini,

6.    İmam Şibli’nin şehirden zahireciden aldığı bir torba buğdayı köyüne götürünce boşaltırken, içinden çıkan bir karıncanın şaşkın şaşkın bir o yana bir bu yana gidip geldiğini görünce “ Karınca’nın yer değişikliği yüzünden” rahatsız olduğunu düşünerek tedirgin olduğunu ve sabaha kadar uyuyamayıp , sabah olunca ilk işinin karıncayı alıp şehirdeki zahirecinin yolunu tuttuğunu,

7.     Adı Ramiz Dayı . 72 yaşında. Antalya’lı. Yaşanan Soma felaketi karşısında;

•    “ Burada durmak olmaz” diyerek ve Bismillah diyerek yola koyulduğunu,

•    Ramiz Dayı’nın gönlü zengin ama cebi fakir olunca, ayağına kara lastik ayakkabılarını giyerek ve bir hafta yürüyerek , yaklaşık 773 bin 540 adım atarak 464 kilometre yolu aşındırarak Soma’ya ulaştığını,

•    Soma Şehitlerini ziyaret ettiğini, onlar için Allah’a yalvardığını ve onlar için “ Ruhları Şad olsun” dediğini,

8.    Haz. Peygamberimizin çölün yakıcı sıcağı altında bir ağaç gölgesinde Hudeybiye Anlaşmasını imzalarken , yüzüne gelen bir ağaç dalının Peygamberimizi rahatsız ettiğini düşünerek koparmaya yeltenen arkadaşlarına izin vermeyerek, yalnız insanlara değil tüm evrene şefkat peygamberi olarak gönderildiğini ve “Hayır” diyerek herkese “ Hayata saygıyı” öğrettiğini,

9.    Dr. Albert Schweitzer’in Cambrene’deki Hastanesinde ki Mongo isimli görme engelli gencin tek görevinin, her gün oltasıyla nehire gidip bir balık yakalayıp, hastanedeki sakat bir kuşu doyurmak olduğunu ve doktorun Mongo’ya bu görevi vererek ona “ Yaşama sevinci” kazandırdığını.

10.    İstanbul Arnavutköy Sahilinde balık tutarken, 20 yaşındaki Koray Ala kalp krizi geçirerek denize düşüp denizde çırpınırken, çevredeki insanların seyredip, hava soğuk ,buz gibi bahaneleriyle kimse suya atlamak istemez iken;

•    Eşi ve çocuğuyla oraya gezmeye gelen ve yüzmeyi de bilmediği halde 35 yaşındaki Murat Kama’nın hemen denize atlayarak Koray Ala’yı kurtardığını ve Koray Ala’nın da durumunun iyi olduğunu,

11.    1976 Kars doğumlu Ufuk Koçak’ın 1999 yılında meydana gelen Marmara Depremi’nde 3 gün göçük altında kaldığını, ayaklarını kaybettiğini, yapılan ameliyat ve tedavilerle hayata dönerek bacakları olan birçok kişinin yapamayacağı dalış rekorları kırdığını, Değirmendere Su Altı Sporları Topluluğunda hocalık yaptığını, su kayağı, rüzgar sörfü, motor sporları ,tenis, basketbol gibi sporları yaparak “ Yaşamak işte bu” dediğini ve “ Yaratanın gücüne ve sevgisine layık bir insan olmaya hep gayret ettim “ dediğini,

12.    Devlet arşivlerindeki belgeye göre , Güney Amerika da Şili Cumhuriyeti’nin Valparazo Şehrinde sokaklarda düşmüş bir Osmanlı kadınını ülkeye getirmek için, operasyon düzenlettiğini ve “ Müslüman kızın yabancı bir memlekette sefalet içerisinde kalması İslam’a  aykırı bir iş” diyerek Osmanlı Devleti’nin vatandaşlarına bakışını gözler önüne serdiğini,

13.    Adı Fatma Güzel. Konya da Sıdıka ve Mevlüt Kaynarca çiftinin 5 kız çocuğundan üçüncüsü. 7 aylıkken geçirdiği bir ateşli hastalık sonucu duyma kaybı yaşamış.

•    Bir kulağında %82 , diğer kulağında %78 işitme kaybı var.

•    11 yaşından itibaren işitme cihazı kullanmaya başlamış.

•    İkinci annem dediği ilkokul Öğretmeni Nurten Yeşilöz duymadığını fark etmiş.bütün dersleri onun önünde anlatmaya başlamış.

•    Fatma Güzel de öğretmeninin dudağını okuyarak ilkokulu bitirmiş. Ortaokulu da bitirdikten sonra Anadolu lisesini kazanmış.

•    2000 yılında ilk kez girdiği üniversite sınavında Konya Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazanmış.

•    Dudak okuyarak ve işitme cihazının yardımıyla 10 yılda tıp fakültesini bitirmiş ve doktor olmuş.

•    Şu anda Samsun İlk Adım Toplum Sağlığı Merkezinde görev yapmaktadır.

•    Fatma Güzel’in kendine güvenerek, inanarak ve dudak okuyarak doktor olduğunu,

•    Ömrünüz Uzun Olsun.

•    Haftaya görüşmek dileğiyle.

•    NOT:ÜLKEMİZDE MEYDANA GELEN DEPREM FELAKETİNDE VEFAT EDEN VATANDAŞLARIMIZA ALLAH ‘TAN RAHMET, YARALI VATANDAŞLARIMIZA ACİL ŞİFALAR, GÖÇÜK ALTINDAKİ KARDEŞLERİMİZİN CANLI OLARAK KURTARILMASINI TEMENNİ EDİYORUM.BÖLGEDE GÖREV ALAN TÜM VATANDAŞLARIMIZIN ALLAH YARDIMCISI OLSUN.GEÇMİŞ OLSUN TURKİYE’M.  A.Y.