Bir varmış bir yokmuş. Masal bu ya ülkenin birinde, yeni yıla girdikten sonra hiçbir ölüm olayı yaşanmamaya başlamış. 

Ölüm olayları yaşanmayınca bundan en çok etkilenen kiliseler olmuş. Çünkü dinlerin varoluş nedeni ölüm korkusu. Din ile ölümün ilişkisi ateş ile barut gibidir. Ateş olmayınca barutun bir işlevi olmayacaktır. Ölüm olmayınca “Cehenneme giderim” korkusu olmayan insanlar ağır ağır kiliselerden ellerini ayaklarını çekmeye başlamış. Yaşanan bu vahim olay karşısında Kardinal, bütün kiliselerde pazar ayininde Ölüm Duası okunmasını istemiş. Papazlar toplayabildikleri kadar insanla yağmur duasına çıkar gibi Ölüm Duası’na çıkmışlar. Sonuç nafile, çünkü ülkede ölüm diye bir olgu yokmuş. 

Ölüm olmayınca cenaze levazımatı ile uğraşan firmalar iflasın eşiğine gelmiş. Bu firmalarda çalışan binlerce insan işsiz kalmış. Ülke İstatistik Enstitüsü’nün (ÜİE) verilerine yansıyan bu rakamlar, ülkede var olan işsizlik rakamlarına eklenince ortaya vahim bir tablo çıkmış. Ülkenin tek söz sahibi Kral, "Bundan sonra gerek kaza sonucu gerekse doğal yolla ölen ev hayvanlarının (kedi, köpek, kanarya vs) defin işlemleri, onları edebiyete uğurlarken yapılacak cenaze merasimleri, cenaze levazımatçıları tarafından düzenlenecektir" diyerek Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile soruna çözüm bulmaya çalışmış. 

Ölüm olmayınca Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) da iflasın eşiğine gelmiş. Emeklilik yaşı 65 iken 85’e çıkarılmış. İflasın önüne geçilemeyince Kral, KHK ile emeklilik yaşını 17O’e çıkarmış. Ülkede ölüm olmayınca hastanelerde yatak sıkıntısı başlamış. Çoğu hasta "Hastanemizde yer yok" diyerek geri çevrilmiş. Bu ara huzur evleri de dolup taşmaya başlamış. Huzur evlerinde yer kalmayınca yaşlılar tek tek ailelerine teslim edilmeye başlanmış. Bir deri bir kemik kalmış demans hastası, sidiğini tutamayan yaşlılara bakan evlatları ihtiyardan kurtulmak için onları ölümün olduğu komşu ülkelere göndermeye başlamış. Bu işe el atan Mafia yaşlı adamı bir arabaya koyup sınır ötesine bırakarak ölmesine yardımcı oluyormuşi. Her ne kadar iki ülkenin sınırları askerleri tarafından korunuyor olsa da sınırlardan geçiş zor gibi görünse de Mafia’nın dağıttığı rüşvet sınırda karşılaşılan tüm sorunları çözüyormuş.̧ Bunun yanında komşu ülkelerden de ölümün olmadığı ülkeye geçmek isteyen kafileler halinde insanlar sınır kapılarına dayanmaya başlamış. 

1 Ocak tarihinden itibaren etkinliklerini durduran ölüm 7 ay sonra işlevini yerine getirmeye başlamış. Önce bir deri bir kemik kalmış, oğulları, kızları tarafından bir köşeye atılmış, sidiğini tutamayan, demans hastası binlerce yaşlıyı huzura kavuşturmak için yoğun bir çalışma temposuna giren ölüm, birkaç gün içinde ülkeyi normale döndürmüş. 

Masalımızı da ülke erdi huzura, biz de çıkalım kerevete diye noktalayalım. 
Not: Bu yazının esin kaynağı Portekizli Yazar JOSE SARAMAGO.