Evet, eskiden ne güzel şeyler anlatılırdı camilerin kürsülerinden minberlerinden... Hayali bile güzeldi, öyle bir dünyada yaşıyor olabilmenin... Üstelik hepsi din adına anlatılırdı, eğer dininize sahip olursanız, böyle bir dünyaya sahip olmanız kolay denirdi, açıkça...
En çok din adına konuşulana inan bir millet olduk her zaman, sonra siyaset adına konuşanlara inanmayı seçtik... Parti liderlerini din önderlerini yere göğe sığdıramadı da, yinede kıymeti bilinmedi bu milletin...
Yine aldatılmaya kandırılmaya devam ettiler, mesela Süleyman Demirel’i zamanın mehdisi olduğuna inanların sayısı az değildi...
Cumhurbaşkanlığı döneminde başörtülü kızlara “Suudi Arabistan’a gitsinler” dediği zaman bile çoğu inanmaya devam etti, Demirel’in mehdiliğine...
Oysa becerikli bil elçisiydi kapitalizmin...
Hayatlarının hiçbir yerinde Muhammedi bir duruş olmayanlar, kimi cemaatlere tarikatlara ağabeylik önderlik yaptı bu ülkede...
Asıl konumuza dönersek, hani hep Halife Hazreti Ömer’in adaletinden söz edildi en çok... 
Demişti ki Ömer “Dicle kenarında bir koyun kaybolsa vebali Ömer’indir” hep anlatıldı bunlar ve İslam önderlerinin idarecilerinin, aynı duyarlılıkta olması istendi sözde...
Hele  Ömer’in Halifeliği sırasında Şam şehrine gidişi ayrı bir ihtişam  ile anlatılırdı..Ve anlatılanlar doğruydu da...
Ömer Halifedir... Şamlıların davetine cevap vermek adına yola çıkmıştır ve devesine kölesi ile nöbetleşe binmektedir... Ömer olmak kolay değil, adaletli olması gerekir...
Tam Şam’a girerken deveye binme sırası kölededir... Köle olmaz der, sen bin der Ömer’e, razı olmaz Ömer, sen bineceksin... Çaresiz köle deveye biner, deveyi Ömer çekmek de... Şam ahalisi Halifeyi karşılamak için yollara dökülmüş, herkes devenin üstündeki köleyi selamlamakta Halifeyi o sanarak...
Bir zamanlar bunları bize anlatanlar, artık anlatmaz anlatamaz oldular... Çünkü böyle bir adalete böyle bir paylaşıma kimse razı değil günümüzde...
Aslında hepimiz şaşkınız, ama neden bu kadar şaşkın olduk sorusunun cevabı yok ortada... Hangisi olursa olsun, partilerin ilçe başkanı olanlar bile kendilerini çok önemli ulaşılmaz olduğunu hissettiriyorlar beden dilleriyle halka...
Ben bu kadar anlatabildim, ötesini siz ekleyin, siz söyleyin ötesin... Milletin parası ile yapılan kimi hizmetleri bile, milletin gözüne soka soka, bak sizin için neler yaptık, daha ne istiyorsunuz diyorlar...
Güvercin ölüsüne benzetilen şehirler...