Yaz dediler yazıyoruz ve yazarken muradımız gerçekleri dile getirmektir, duyan olur olmaz onu bilmek zorunda değiliz... Ve yine demiyoruz yazıp söylediklerimiz mutlaka doğru, ama doğru olduğuna inanıyoruz kendimizce...
Yazılanlar söylenenler doğru değil diyenler olsun da istiyoruz... Hatta sen yalan yazıyor yalan söylüyorsun diyenler çıksın...
Çıksın desinler ki ülke iyiye gidiyor, şehirler iyi doğru kişiler tarafından yönetiliyor desinler... Sen yanlış yalan yazıyorsun şehirlerde kimse aç falan değil desinler...
Onlar duymaya görsünler keyiflerine baksınlar, biz sesimizin uzandığı yere kadar demeye devam edeceğiz, ülkenin iyiye gitmediğini, siyaset insanlarının birbirlerine benzediklerini ve daha çok kendi çıkarlarını düşündüklerini...
Camilerin içinin boşatıldığını dinin içinin boşaltıldığını ve imam efendilerin sadece kendi maaşlarının peşinde olduğunu...
Evet muradımız halka ülke insanına şehir ahalisine bazı şeyleri hatırlatmak ve insanın insana karşı insanın ülkesine karşı insanın yaşadığı şehre karşı sorumluluğu vardır unutmayın demek...
Hani eskiden çok dile getirilen bir hadis vardı, artık gündemden çıkardılar, neden çıkardılarsa... Sanırım bazılarının canını sıkıyor bu hadis... Hadis de deniyordu ya “Sizden biriniz bir kötülük bir çirkinlik gördüğü zaman, onu önce eliyle eliyle gücü yetmezse diliyle ona da gücü yetmezse kalbiyle buğuz etsin” diye anlatılan...
Sadece kötülük değil, elbette haksızlık adaletsizlik zulüm karşısında da, yağma etme talan etme haksız kazanç edinme, sonra kamu mallarını har vurup harman savurma karşısında da susmama...
Neyse...
Nedense bu neyse sözünü çok kullanıyorum, belki bir şeyleri anlatabilme adına... Halife Hazreti Ömer’in kendi içtihadıdır, kamuda görev alanlar görevleri süresince zengin olamazlar... 
Bilinen bir örnektir, Yemene Vali tayin edilen Urve bin Muhammed Vali olarak Yemene vardığı zaman Yemen halkına devesini göstererek “Ey Yemenliler bütün servetim bu deve yükü kadar, görevim bittiğinde, bundan fazla olursa biliniz ki, çalmışımdır” dedi, işte ölçü budur diyeceğim de, bazıları gülecek, ama ölçü budur...
Allah’ın dediği, dinin dediği Peygamberin dediği budur...
Elbette sizler böyle diyen birine hiç rastlamadınız “İşte benim malım bu kadardır, eğer görevim sonrası bundan daha çok malım olursa mutlaka çalmışımdır diyen bir siyasetçiye, bir Belediye Başkanına bir Başbakana bir Cumhurbaşkanına rastlamadınız” ama bu yeni olan bir şey değil eskiden beri...
Ne yazık ki kamu görevi sırasında servetini ikiye üçe dörde katlamayan birini de rastlamadınız... Ama daime gördünüz kamuya hizmet ederken servetlerini ikiye üçe beşe katlayanları...
İşte söylemek istediklerim bunlar ey insanlar... Sizi bir partiye bir cemaate bir tarikata çağırmıyorum, ama haksızlığa razı olmayın haksızlık karşısında susmayın diyorum...
Haksız en yakınız bile olsa...