Kendini nasıl algılıyorsun? Başkaları seni nasıl algılıyor? 
    Bukalemun gibi birçok canlı tehlikelerden kaçmak, bulunduğu yere uyum sağlamak için olduğundan farklı görünürler. Bebeklere baktığımızda yalandan ağlamalarıyla çevredeki dikkati üzerlerine çekerler. Bütün canlılar bir nedenden dolayı bir ihtiyaca binaen yalan söyleyebilir. Her yalanın bir bedeli bir alıcısı vardır. Gönlün başka gözün başka söyler. Yalan söyleme bir algı yönetimidir. Zaman zaman herkes beyaz yalana başvurmuştur. Burada kişi, karşısındaki kişiyi üzmemek, zarar vermemek, sıkıntıya düşürmemek hatta durumu idare edebilmek adına yalan söyleyebilir. Bunlar kabul edilebilir nitelikte olan yalanlardır. Önemli olan yalan söyledikten sonra vicdan olarak rahatsız olmak, pişman olmak ya da durumu telafi etmek için çaba göstermektir. 
    Patolojik yalan (mitomani) ise, kişinin psikolojik olarak duyduğu ihtiyaç veya isteği gidermesi ve davranış sonrasında rahatlaması ile bilinir. Bu anlamda, sağlıklı kişilerde de görülebilen beyaz yalanlar söyleme davranışından ayrılır. Mitomani olan kişiler düzenli olarak yalan söylerler, kendilerini de bu yalana inandırırlar ve yaşamlarının bir parçası haline getirirler. Yalan söylediklerinde bundan pişmanlık duymazlar, suçluluk hissetmezler, hakları olduğunu düşünürler. Çıkarları doğrultusunda hareket ederler. Bu kişiler çevre tarafından sevilen, saygı duyulan, şirin bulunan, sözüne inanılır, güvenilir insanlar olarak tanınırlar. Ne kadar neşeli, eğlenceli gibi görünseler de hemen savunmaya, saldırıya geçerler ve kavga çıkartırlar. Deformeli yanları yalan söylemeleridir. Siz bu kişilere ayna tuttuğunuz zaman bu kişiler için bir tehlikesinizdir ve sizi anında silerler. Çünkü kendine oluşturduğu dünyada yaşamını mitomani olarak devam ettirmeye ihtiyacı vardır. Güçlü karakter gibi görünürler fakat güçlü değillerdir. İkna kabiliyetleri çok yüksektir, sürekli ilgi odağında kalmak isterler. İlgi başkasına yoğunlaşmışsa bu kişiler sizin bir kusurunuzu bulur, kendinden eklemeler yaparak ortamda sizi bozmaya çalışarak ilgiyi tekrardan kendi üzerine çeker. Bu kişilerle yaşamak çok zordur. Yaşadığımız ev ortamında birisi varsa idare edilebilir fakat bir iş yeri ortamında aynı çatı altında çalıştığınız bir kişide varsa baş etmek sandığınız kadar kolay değildir. Çünkü bu kişiler öyle hikayeler anlatır ki kendinizden şüphe duymaya başlarsınız. 
    Genellikle çocukluk döneminde aşağılanan, onaylanmayan, sevilmeyen, suçlanan, istismara uğrayan, ihmal edilen, şiddete maruz kalmış çocuklarda ve aile tarafından ilgi eksikliği yaşamış kişilerde görülür. Genetik faktörlü de olabilir. Kişilik bozuklukları (antisosyal kişilik bozukluğu, borderline kişilik bozukluğu, narsistik kişilik bozulukluğu) ve dürtü kontrol bozukluklarında ortaya çıkabilir. Çocuklukta bu durumlara maruz kalan kişiler büyüdüklerinde etrafındaki kişilerden ilgi çekmek isterler ve yalan söylemeye başvurabilirler. Özellikle ergenlikte 15-16 yaşlarında kendini elli eder. Anneler bu dönemde çocuklarını iyi gözlemlemelidir. Bu durum bu dönemde geçici de olabilir kalıcı da olabilir. Ergenler eve değişik farklı eşyalarla gelebilir. Aile bu eşyaların nasıl geldiğini, kimin verdiğini araştırmalıdır. Bu kişiler kendilerini hasta olarak kabul etmezler ve tedaviye gelmezler. Genellikle tedaviye bu durumu fark eden arkadaşları, eşi ya da ailesi getirmektedir. Etrafınızda mitomani olduğunu düşündüğünüz kişiler varsa mutlaka tedaviye yönlendirmelisiniz.