Yazılarımızın içine, insan için merhametin büyük nimet olduğunu hep koyduk. Yüreğinde merhametin yoksa dinin yok, insanlığın yok dedik... Merhamet sahibi olmaktır insanın olmanın ilk şartı...

Merhametin yoksa dini omuzlarında ve de içinde taşıyamazsın. Çünkü merhametsiz bir bedende din çabuk sıkılır ve başını alıp gider... Merhametin yaşamasına yüreği gönlü müsait olmalı insanın...

Tekrar edersek, merhametin yoksa hiç bir şeysin... Lafı uzatıp şuyum, buyum, şöyle insanım, böyle dindarım demenin bir manası yok, içinde merhamet yoksa...

Ne geldiyse merhametsizlik-ten geldi insanın başına. Şehirler bu halde ise, merhametsiz kişiler yüzünden... 

Kuşların yok oluşu...

Ormanların yok oluşu...

Kadınların öldürülüşü gece gündüz... Kentler dolusu icat edilen yoksulluk merhametsizlikten, var mı hayır öyle değil diyen?

En çok merhamete ihtiyacı var insanlığın. Kentlerin merhamet sahibi kişilere, yöneticilere, idarecilere, belediye başkanlarına, valilere, kaymakamlara, imamlara, önderlere ihtiyacı var...

Bütün canlılara merhamet edecek, şehre merhamet edecek, sokağa, kuşlara, kedilere, köpeklere merhamet edecek...

Nasıl becerecekse merhametli olmayı becermeli insan. Merhametli olmayı aşk bilmeli, ibadet bilmeli, dua etmek bilmeli Rahman’a...

Nasıl olacaksan, nasıl becerebileceksen merhamet sahibi olmaya bak...

Merhamet insanın yüreğini aydınlık, gözünü yolunu hayatını bereketli kılar. Neden bunlardan söz edilmez camilerde, konferanslarda, gösterilerde?

Neden bazılarının yüzü cehennem gibi. Neden gülmez yöneticiler kendi halkına sokaklarda?

Mesela kentin kaymakamı ve daha başka yöneticiler halkın içinde dolaşıp selam vermezler insana tebessüm içinde? Bilen hatırlayan var mı, sokaklarda gördüğü çocuklara selam verirdi Peygamber, “Nasılsın” derdi çocuklara?

Kuşu ölen bir çocuğun çok üzüldüğünü evden çıkmadığını duyunca o çocuğun evine gidip teselli etmişti. Gidin sorun kentin müftüsüne bunların doğru olup olmadığını...

Eğer yüreğinde merhamet yoksa insanı sevmek, yoksa çocukları sevmek, yoksa kuşları sevmek yoksa... Otuz dilde dinden söz etsen otuz dilde nutuk atsan kent ahalisine...

Hatta otuz dilde dua ettiğini söylesen Allah’a merhamet içinde yer etmemişse sevgi yoksa başkalarına karşı insana karşı canlılara karşı, ne söylersen söyle...

BİR HİÇSİN...

Bu dünyayı kotarsan bile öteki dünyada halin perişandır. Çünkü böyle söylenir bütün kutsal metinlerde...