Japonya’da lise mezunu olmayanlar oy veremiyor. Japon hükümeti bu durumu şöyle açıklıyor: "Kendi gelişimini tamamlayamamış bir birey toplumu ve devleti ilgilendiren konularda hak sahibi olamaz."
Bir arkadaşım Facebook'ta paylaşmış. Ne kadar doğru bilmem. Benim ülkemde bırak lise mezunu olmayı, ölüler bile seçimlerde oy kullanır. İzninizle bir anımı anlatayım: Genel seçimler olsa gerek, öyle hatırlıyorum. Oyumu kullanıp sandık başından ayrıldım. Seçim sandığının bulunduğu okulun bahçesinde bir arkadaşıma rastladım. "Ne bekliyorsun? Oyunu kullandıysan beraber gidelim, beni oğlan getirdi araba var" dedim. Arkadaş, "Oyumu kullandım dedemi bekliyorum" deyince bir an şaşırdım. Biz daha çocuktuk, dedesinin ölümünü hayal meyal zor hatırlıyorum.

"Deden öleli çok uzun yıllar olmadı mı? Dalga mı geçiyorsun?” dedim. Arkadaşım, “Evet öldüğünden bu yana uzun yıllar geçti. Ben de biliyorum, ismi seçmen listesinde var. Rahmetli dedem fanatik bir partiliydi. Bakarsın oyunu kullanmak için mezarından kalkar gelir de elini öper, üç beş laf ederiz diye bekliyorum" diye cevap verdi. 
Oradan ayrıldım. Seçim yasaklarının bitip oy sayımının başladığı saatlerde sonuçları merak edip oyumu kullandığım sandığın bulunduğu okula gittim. Baktım arkadaş sandık başında bekliyor. "Ne oldu? Deden oy kullanmaya geldi mi?" diye sordum."Gelmiş oyunu kullanıp sandık kurulu önünde imzasını atıp gitmiş. Bir ara sıkışıp tuvalete gitmiştim, o ara mı geldi acaba?" dedi.
Baktım arkadaşım dedesini göremeyince bir hayli üzgün görünüyor. Teselli etmek için, "Üzülme önümüzdeki ay Cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Seçim günü ailecek sandık başında nöbetleşe beklersiniz dedenizi" diyerek oradan ayrıldım.
Bir başkadır memleketim insanı.
Maske satışının ve maskesiz sokağa çıkmanın yasak olduğu günlerden geçtik. Hanımının tülbenti ile ağzını burnunu kapatan, sutyen, külot gibi iç giyim eşyalarını maske olarak kullanarak sokağa çıkan insanımız çözümsüzlüğe çözüm üretmiştir. Devletin 65 yaş altına dağıtacağı maskelerin cep telefonuna gelen mesajla eczanelerden alınacak olması eczane önlerinde uzun kuyrukların oluşmasına sebep oldu. Bu arada Migros gibi marketler alışveriş için gelenleri maskesiz içeri almayınca, alışverişini yapıp çıkanlar dışarıda içeri girmek için bekleyenlere maskelerini vererek tarihe geçecek bir dayanışma örneği sergilemiştir.
İnsanımız bu ahval ve şerait içinde iken, devletimiz 50’ye yakın ülkeye uçaklar dolusu tıbbi ekipmanlar göndermiştir. Üstelik yardım eli uzattığımız ülkelerin çoğunda kişi başına düşen milli gelir, bizim insanımıza düşen kişi başına düşen milli gelirden kat kat fazla. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu demeyin. Dünya devi ve dünya lideri olmak kolay değil.
 Neyse o günler geçti. Şimdi her yerde maske satışı var. “PARAYI VEREN DÜDÜĞÜ ÇALAR.”