İşletmelerimizi yaptığı cirolarla ölçeriz. Ne kadar ciro yapmışsak doğru yolda olduğumuzu düşünürüz
Bu doğru bir yaklaşım olabilir. Fakat son yıllarda rekabet koşullarının artması, kar marjlarının düşmesi işletmeleri yormaya başladı
Diyelim ki ciromuz iyi bir seviyede, Ya maliyetlerimiz hiç göz attınız mı?
Her gecen yıl ciromuzun yanında artan maliyetler işletmelerimizi karlılığını nasıl etkiliyor. İşletmenlerimiz ciro peşinde koşarken maliyet tuzağına düşmüş olabilirimi
Bütün karımız yediğimiz içtiğimiz haline gelmiş olabilirimi
Bunca ödeme zorluğu çeken bunca iş bırakmak zorunda kalan işletmelerimiz var ise bu konuda bir sorun yaşadıkları kesin
Yeni ekonomik düzen bize maliyetlerimizi kontrol altında tutmamızı söylüyor
Yaklaşık son on yıldır paranın bol ve ucuz olduğu bir dönem yaşadık
Dünyadaki gelişmelere bakınca, önümüzdeki dönemde ise bol paranın biteceği ve finans maliyetinin artacağı bir döneme giriyoruz.
Genelde işletme yöneticileri işler biraz kötüye gidiyorsa hemen personel çıkararak durumu düzelteme peşine düşer. Maliyet düşürmeyi sadece personel işten çıkarmak olarak görmemeliyiz
Donanımlı, eğitimli personelle çalışmalıyız Çalışanlar arasında bilgi akışını artırmalıyız. Şeffaf bir yapı kurmalıyız. İşletme içinde verimliliği artıracak düzenlemeler yapmalıyız
Elimizdeki ürünlerin stok bilgilerine hızlı ulaşabilmeliyiz. Stok analizleri hızlı yapabilmeliyiz. Gereğinden fazla stokla çalışmayı bırakmalıyız. Dünyada bir üretim fazlalığı olduğundan. Bilinçsiz stok artışından uzak durmalıyız
Pazarlama konusunda daha aktif olan bir işletme modeli oluşturmalıyız
Günlük aylık ciro ve maliyetlerimizi görecek muhasebe sistemini sahip olmalıyız. Sürekli düzeltmeler yaparak öngörülen satış potansiyeline göre stokları kontrol altında tutmalıyız
İşletmenin toplam değeri ile yıllık kar arasında bir değerlendirme yapmalıyız. Bu değerlendirmeye göre işletmenin verimli veya verimsiz olduğunu yakından talip etmeliyiz
Farklı sektörlerde faaliyet göstermek yerine, sadece bir sektörde uzmanlaşmanın başarı şansını artırdığı görülmektedir
İşletme büyüklüğü içinde bulunduğunuz pazarın büyüklüğü ile paralel olmalıdır. Eğer daha büyükse cironuzu belli bir noktanın üstüne çıkaramayacağınızdan yine yüksek maliyet söz konusu olur
Ürün şecimi diğer bir mesele. Ürün arzının, işletme arzının fazla olduğu günümüz ekonomisinde. Her işletmenin sattığı ürünle bir yere varmanız çok zor. Ancak saldırgan bir fiyat politikası ile en ucuza siz satarsanız sürümden kazanmanız mümkün olabilir. Ama kalıcı olmanızın garantisi olamaz
Bunun yerine daha az bulunan farklı ürünler satan veya farklı ürünleri farklı bir sunumla tüketici ile buluşturan işletme ise fiyat rekabetine girmeden daha karlı bir işletme modeli oluşturabilir
İnavosyonun önemi burada ortaya çıkıyor Günümüzün hızla değişen rekabet ortamında ayakta kalabilmek için şirketlerimizin ürünlerini, hizmetlerini ve üretim yöntemlerini sürekli olarak değiştirmeleri ve yenilemeleri gerekmektedir.
Günümüz ticaretinde başarılı sonuçlar almak için değişimlere hızlı tepki vermek, sektöründe farklı ürün ve iş modeli oluşturmak çok önemeli hale geldi.
Milli sermayemiz olan işletmelerimizin daha çok istihdam yaratması, zaman içinde büyümesi, uzun yıllar yaşayabilmesi sadece işletme sahiplerinin elinde olan bir şey değildir.
Mevcut ekonomik gerçekler ve karar vericilerin iş dünyasına bakışı işletmelerin kaderi üzerinde etkileri kaçınılmazdır.
Serbest piyasa ekonomisini aklına gelenin istediği yerde işyeri açması olarak değerlendirmek yanlıştır. Bir takım düzenlemelerle yeni yatırımcının da çıkarına olacak İşyeri açma standartları ve ihtiyaç duyulan yerlerde iş yerlerinin açılması konusunda çalışmalar yapılması bir ihtiyaç haline gelmiştir.
Haksız rekabet koşulları ortadan kaldırılmadığı sürece işletmelerin uzun süre yaşamaları mümkün olamaz. Sektöründe uzun yıllardır faaliyet gösteren kurumsallaşmış işletmelerimizi korumamın yollarını bulmalıyız.