Son dönemde mezun öğrencilerin gündeminde alınan öğrenim kredilerin geri ödenmesi vardı. Daha doğrusu nasıl geri ödeyebileceklerine dair sorular vardı. Çünkü açıklanan borçlar ile alınan öğrenim kredileri arasında oluşan uçurumlara, öğrenciler internette veya sosyal medya hesaplarında tepki gösterdiler. Ortaya çıkan üfe oranları ile geri ödenmesi gereken miktar sonucunda öğrenciler‘’Yaşımdan büyük KYK borcum var.’’ diyerek belirtilen miktarın ödenmesinin zorluğuna dikkat çekmeye çalıştılar. Bu süreçte yetkililer ise kendi yönetim dönemlerinde verilen burs miktarlarının artışına dikkat çekmeye çalışmaktan başka bir eylem ortaya koymadı. 

Geçtiğimiz günlerde yapılan kabine toplantısı sonrası yapılan açıklamada KYK borçlarındaki faizlerin silindiğine dair açıklama yapıldı. Geri ödenmesi gerçeklikten oldukça uzak bir halde bulunan bu borçların faizlerinin silinmesi öğrencileri bir nebze mutlu etti. Peki bu süreçte gerekli ödemesini yapan öğrenciler ne yapacaktı? Buna ilişkin bir açıklama yapılmadı. Yıllardır öğrencilerin mesleğe başlama süreçlerinde dertli bir yarası olan KYK geri ödemesine ilişkin hep bir inanış vardı: Ödemeyelim af çıkar. Ödemedikçe artan faizlerle iyice uçuk miktarlara ulaşan bu tabloda öğrenciler geri ödemenin bir yolunu aradılar. O yolu bulabilen öğrenciler ödemelerine başladı veya tamamladı. Ancak ödeme yapamayan öğrenciler faizlerin silinmesi ile bir nebze mutlu olsalar da bu sefer ödemeyi yapan öğrenciler isyan etmeye başladı.

Atılan bu adım bizlere ne söylüyor buna bakalım. Yıllardır zamlı bir geri ödeme yapan öğrenciler söz konusu yönetim ile bu kadar zıtlaşmışken ve her ne hikmetse seçim dönemi yaklaşıyorken atılan bu adımın tamamen stratejik olduğunu gösteriyor. Gençler ile bağları bu kadar kopma noktasına gelmişken kyk faizlerinin silinmesi ile onların yanında olduklarını göstermeye çalışıyorlar. Elbette yerseniz. Şöyle düşünelim mesela bu faiz oranlarının oluşma sebebi nedir, faizli geri ödemeyi planlayanlar kimlerdir, kendi gencine destek olmak gerekirken onu bir bankacı gibi müşteri olarak gören kimdir diye sorduğumuzda cevap olarak yine aynı yönetimi buluyoruz. Zaten kendilerinin getirdiği zamları yine kendileri ortadan kaldırarak kahraman rolüne bürünmeye çalışıyorlar. Tıpkı büyük indirim zamanlarında mağazaların uyguladığı taktik de böyle. Boşuna dememişler baş nereye giderse ayaklar da oraya gider diye. Ancak şimdilerde baş ve ayaklar uyumsuz ilerliyor. Tüm çatışmalar da bu yüzden çıkıyor.

KYK faizlerinin silinmesi aslında yönetimin birçok durum için çözümleri uygulayabileceğini de gösterdi. Madem yapılabiliyordu neden yapılmadı gibi sorular aklımıza gelmeye başladı. Şimdi de sırada insan gibi yaşayabilmekte. Piyango çıkar gibi doğduğumuz ülke sınırlarında büyük ikramiyeye değil de amortiye şükreder olduk. Beyaz yaka köleler yetiştirmekten başka bir hizmeti olmayan eğitim sistemi sonucunda açık cezaevinde gibiyiz. Tek farkı çoğumuz, tutsak olduğumuzun farkında bile değiliz.