Mavi yolculuğun en önemli rotalarından Gökova Körfezinde yer alan Kleopatra Adası olarak da bilinen Sedir Adası, pandemi kurallarının gevşetilmesinin ardından yerli ve yabancı turistlerin akınına uğruyor.

Gökova Körfezinin doğusunda yaklaşık 800 metrelik kıyı uzunluğuna sahip, özel kumu ve kumsalı, çoğu ayakta kalmış arkeolojik kalıntılarla bütünleşmiş zengin doğal dokusuyla 1’inci derece Arkeolojik ve Doğal Sit Alanı, aynı zamanda Özel Çevre Koruma Bölgesi içinde yer alan Sedir Adası yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı oldu.

Mısır’daki kumlardan 500 yıl önce oluştu

Adı ‘Sedir Adası’ olmasına karşın ada içinde tek bir Sedir ağacı bulunmayan adanın en önemli özelliği ise altın sarısı ve koruma altında olan kumu. Altın sarısı kumun Mısır’daki kumlarla benzer özellik taşıdığı için kumların Mısır’dan geldiği iddiaları son yapılan araştırmalarda Sedir Adası’nın altın sarısı kumunun Mısır’daki kumlardan 500 yıl önce jeolojik oluşumlarla oluştuğu bilimsel olarak ortaya konulmuştu. Ege ve Akdeniz’de Sedir Adası dışında sadece Girit Adasında görülen bu nadir kumun kumsal dışına çıkarılması yasak.

Sedir Adası’na Akyaka ve Çamlı’dan günübirlik kalkan tur tekneleri ile günlük 5-6 bin kişi adayı ziyaret ederken, özel yatlar da ada çevresinde demirleyerek adayı ziyaret ediyor. Adada bulunan 800 metre sahildeki özel kumlu plajda yüzen ziyaretçiler aynı zamanda ada içindeki antik tiyatro, Apollon kutsal alanı ve diğer tarihi kalıntıları geziyor.

Günlük ziyaretçi sayısı 5-6 bin

Sedir Adası’na Akyaka, Çamlı, Gelibolu ve Ören’den tur tekneleri ile gelenlerin yanında yataklı yatlarda kalan vatandaşlar da ziyaret ediyor. Günlük ziyaretçi sayısının 5 binden aşağı düşmediği Sedir adasına tekne turu düzenleyen Akyaka Deniz Taşıyıcılar Kooperatifi Başkanı Mehmet Gümüş, “Günlük ortalama Sedir adasına giden Akyaka’dan sadece en az 4 bin kişi, Buraya yataklı yatlar ile gelenler var. Çamlı ve Gelibolu’dan gelenler var. Sadece Akyaka’dan kooperatif ile birlikte toplam 35-40 tekne yolcu taşıyor” dedi.

Tarihsel gelişimi

M.Ö. 6’ncı yüzyıldan başlayarak izlendiğinde Sedir Adası, Karya’nın önemli kentlerinden olduğu, bazı kaynaklara göre Karya kral aileleri yazlarını bu adada geçirdiği, M.Ö. 454- 428 yıllarında Karya Birliği’ne katılan Sedir Adasında kentin tiyatrosu, kutsal alanları, konut, liman ve diğer pek çok önemli sivil ve dinsel yapıları, surlarla çevrili bu alan üzerindedir. Karia Bölgesine yönelik Türk akınlarının M.S. 11’inci yüzyıl sonlarından itibaren yoğunlaşmasının ardından Kent, M.S. 15’inci yüzyılın ilk çeyreğinde kesin olarak Osmanlı egemenliğine girdi.