Antalya’nın Akseki ilçesinde Hocaköy Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar, dibek taşında tokmakla atalarından kalma yöntemle buğday döverek bir geleneği sürdürüyor. Mahalle sakinlerinden Şenay Zorlu, atalarından aldıkları geleneği yaşattıklarını ve gelecek nesillerin de kullanması için canlı tutmak istediklerini söyledi. Dibekte hazırlanan buğdayların, satın alınanlara göre damak tadına daha uygun olduğunu savunan Zorlu, fabrika ürünlerinin sağlık ve lezzet bakımından iyi olmadığını savundu.

Zorlu, şöyle konuştu:
"Dibek taşta bulgur yapmak emek ve zahmet ister. Ailem ve komşularla beraber yardımlaşarak, uzun uğraşlar sonucunda hazırladığımız bulgurun farklı bir tadı ve lezzeti ortaya çıkıyor. Dibek taşında hazırladığımız bulgurun tadı, bakkal ve marketlerde satılan fabrika ürünlerinden daha sağlıklı ve lezzetli" dedi
Mahalledeki dibek taşının atalarından kalan 800 yıllık olduğunu anlatan Zorlu, mahalle halkının tamamının bu taşı kullandığını belirtti. Dibek taşının aynı zamanda tarihi bir miras olduğunu ifade eden Zorlu, "Eski zamanlarda mahalle sakinleri düğünlerde mevlidlerde verdikleri yemeklerin buğdaylarını bu taşta döverdi. Bizde bu geleneğimizi halen sürdürüyoruz. Buğday sahibi olan komşu ve akrabalarımız bu taşta buğdayını dövdüğü gibi dışarıda yaşayan yakınlarına da gönderiyor” dedi.
Antalya’nın Akseki ilçesinde kadınlar 800 yıllık dibek taşında, tokmakla atalardan kalma buğday dövme geleneklerini asırlardır sürdürüyor. Akseki’nin Hocaköy Mahallesinde yaşayan kadınlar atalardan kalma 800 yıllık dibek taşında, tokmakla buğday dövme geleneklerini asırlardır sürdürüyor. Hocaköy Mahallesi'nde yaşayan Şenay Zorlu, atalarından kalma bazı gelenekleri imkansızlıklara rağmen sürdürdüklerini söyledi.
Özellikle kışa hazırlık yaptıklarını anlatan Zorlu, Taşta yaklaşık 7-8 kilogram buğday dövdüklerini belirterek "Birkaç saat dövme işini gerçekleştiriyoruz. Bir mevlid okutmak için 20-25 kilogram buğday döveriz. Yöreye özgü keşkek çorbası, aşure çorbasını buğdayı döverek yapıyoruz. Dibek taşında döverek yaptığımız yemeklerin lezzeti bu yöntemle artıyor" dedi.

İmece usulü yapılıyor.
Her sonbahar aylarında kadınların toplanıp imece usulü ile buğday dövdüklerini söyleyen Zorlu, "Köyümüzün kuruluşundan buyana buğday dövme geleneğimizi sürdürüyoruz. Dibeğin ne zaman konulduğunu bilen yok. Bu dibek köyümüz kurulduğunda konulmuş. Bu dibek Yaklaşık 700-800 yıllıktır. Bu dibekte dövülen buğdayın ayrı bir lezzeti, tadı vardır. Buğdayı da kendimiz ekip dikiyoruz. Tarımla uğraşıyoruz. Onun için her şey doğaldır. Taş dibeğe döktüğümüz buğdayı saatlerce dövüyoruz. Dinlenerek, yardımlaşarak dövme işini gerçekleştiriyoruz. Bunun çorbasını ve keşkeğini yapıyoruz" diye konuştu
63 yaşındaki Hayriye Çelik de yardımlaşarak yaptıkları taş dibekte buğday dövme işleminin yüzyıllardır yapıldığını ifade ederek, "Buğdayı döverek kepeğini alıyoruz. Daha sonra sıcak suda yıkayıp kurutuyoruz. Kepeği alınmazsa lezzeti olmaz. Buğday dövme işi birkaç saat sürüyor. Komşularımızla birlikte imece usulü yardımlaşarak yapıyoruz. Mevlidlerde, aşurelerde, yemeklerde sürekli olarak yapıyoruz. Bunun keşkek ve çorbasını yapıyoruz" dedi.
Çelik, "Köydeki dibek taşının buraya ne zaman konulduğunu bilen yok. Bu taş tarihi bir taş ve yıllara meydan okuyor. Herkes düğünlerde mevlidlerde verdikleri yemeklerin, çorbalarının buğdaylarını bu taşta döver. Köyümüzün hepsi bu taşta buğdayını dövdüğü gibi dışarıda yaşayan akrabalarımıza ve çocuklarımıza da hediye olarak göndeririz."